Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası, II. Abdülhamid’in ciddi desteğiyle Yıldız Sarayı’nın bahçesinde kurulmuştur. Fabrikanın kuruluş amacı hem sarayın ve ülkenin ihtiyacının yerel imkânlarla karşılanmasını sağlamak hem de ürettiği gösterişli parçalarla fabrikayı diplomaside bir araç hâline getirmektir. Fabrika üç ana dönemde faaliyette bulunmuştur. İlk dönem 1892 tarihinde fabrikanın inşasıyla başlayıp kurucusu ve destekleyicisi II. Abdülhamid’in tahttan indirildiği II. Meşrutiyet’e kadar süren devirdir. Fabrikanın asıl faaliyet dönemi olan bu zaman diliminde, yönetimi Hazine-i Hassa Nezareti aracılığıyla yürütülmüştür. İhtiyaç duyduğu teknik eleman, makine ve ham madde ihtiyacı ise Fransa’dan karşılanmıştır. “Yıldız İşi” adıyla müzeleri ve önemli koleksiyonları süsleyen eserler, bu dönemde ortaya konulmuştur. Fabrika, II. Meşrutiyet sonrası faaliyetlerini tatil etmiştir.
Fabrikanın ikinci dönemi II. Meşrutiyet sonrası işyerleri kapanan çalışanların yoğun dilekçe ve başvurularıyla, devletin fabrikayı yeniden faaliyete geçirmesi ile başlamıştır. Bu dönemde fabrikanın idaresi Maarif Nezareti’ne verilmiştir. Maarif Nezareti, fabrikayı Avrupa rekabetine açık olan porselen üretimi yerine, tarihten gelen köklü bir geleneğe sahip çini üretimine tahsis etmiştir. Fabrika 14 Temmuz 1911 tarihi itibariyle, Yıldız Çini Fabrikası adıyla resmen yeniden açılmıştır. Fakat Fransa’dan yeni uzman getirtilmesi bir seneyi aşkın bir süre aldığı için, fabrikanın ikinci faaliyet döneminin başlaması Eylül 1912’yi bulmuştur. Fabrika I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesine kadar faaliyette bulunmuşsa da; bu devirde üretilenler hem daha az hem de daha kalitesizdir. Bu durumun en önemli sebebiyse, artık fabrikanın önceki dönemde olduğu gibi üst düzey destekten mahrum olmasıdır. Ayrıca ülkenin peş peşe savaşlar içine girmesi, fabrikanın geliştirilmesini imkânsız hâle getirmiştir.
Fabrikanın üçüncü ve Osmanlı Devleti içindeki son faaliyet dönemiyse, ilk kuruluş amacından çok farklı bir üretim için gerçekleşmiştir. I. Dünya Savaşı’na girmiş olan Osmanlı Devleti, Avrupa’dan telgraf haberleşmesi için gereken izolatörleri savaş şartları dolayısıyla getirtememiştir. Bunun üzerine ihtiyacı gidermek için, porselenden yapılan bu izolatörlerin ülke içinde yapılabileceği fikri ortaya atılmıştır. Devletin 4.000 liralık bütçe ayırması ve fabrika müdürü Mesrur İzzet Bey’in ham maddeyi ülke içinden temin etmesiyle, zor savaş şartları altında bulunan ülkenin ihtiyacı giderilmiş ve haberleşmenin devamı sağlanmıştır. İstanbul’un işgale uğraması üzerine fabrika, 1921 yılında faaliyetlerini bir kere daha tatil etmiştir.
Cumhuriyet’in ilanından sonra fabrika, uzun yıllar atıl bir durumda beklemiştir. 1957 yılında fabrikayı yeniden faaliyete geçirme girişimleri başlamıştır. Ülkede hiçbir porselen fabrikası olmaması dolayısıyla, hükûmet bu tarihî fabrikayı yeniden canlandırmak istemekteydi. Bu amaçla harekete geçen hükûmet fabrikanın onarılması, yeni aletlerle donatılması ve yeniden çalıştırılması görevini Sümerbank’a vermişti. Üretim için gerekli makineler Almanya’da Dorst Keramiche Maschinen Fabrik, elektrikli fırınlar ise Siemens tarafından yapılmıştır. Böylece Fransız uzmanlığıyla kurulan fabrika, Alman teknolojisiyle yenilenmiştir. Fabrikanın yeni ismiyse, “Sümerbank Yıldız Porselen Sanayii Müessesesi” olarak değiştirilmiştir. Fabrika Cumhuriyet dönemindeki faaliyetlerine, 1 Ocak 1962 tarihinde başlamıştır.
Cumhuriyet dönemindeki faaliyetlerine Sümerbank’ın kontrolünde başlayan fabrika, 1994 yılında Sümer Holding’in özelleştirilmesiyle beraber artık yeni bir döneme girmiştir. Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası, 1994 yılında bütünüyle TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na devredilmiştir. Günümüzde Türk porselen sanatının ve sanayisinin gelişmesi için yapmış olduğu önemli görevin çeşitli dönemlerini, eski sanatçılarının eserlerini sergileyen ve bu yönde özel üretim yapan bir müze-fabrika olarak çalıştırılmaktadır.
Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası’nın kuruluşuyla ilgili olarak, ortada üç görüş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi zamanın Fransa elçisinin, II. Abdülhamid’le yaptığı bir görüşme sırasında bu işi önermesidir. İkinci görüşse zamanın önemli devletlerinin saraylarıyla bağlantılı, porselen fabrikalarının olmasıdır. Bu fabrikalarda saraylıların ve yakın çevrelerinin ihtiyaçları için, çok özel ve gösterişli eserler üretilmektedir. Bu düşünceyle II. Abdülhamid, sarayına bağlı olarak özel eserler meydana getirecek bir porselen fabrikası kurmak istemiştir. Bu konudaki üçüncü görüşse, fabrikanın kuruluşunun doğrudan doğruya Fransa elçisinin teklifi üzerine gerçekleştiğidir. II. Abdülhamid veya zamanın devlet adamları bu konuda ön ayak olmamıştır. Bu elçi, koruduğu bir adama iş alanı sağlamak istemektedir. Bu yüzden padişahla yaptığı bir görüşmede, fabrikayı kurmayı önermiş ve böylece fabrikanın kuruluş çalışmaları başlamıştır.
Bu görüşlerden hangisinin kesin etkili olduğuna dair net bir bilgi bulunmamaktadır. Fakat fabrikanın başdestekçisi olan II. Abdülhamid, sanata karşı çok ilgilidir. Kendisi marangozluğa karşı ilgi duymaktaydı. Özel atölyesinde masa, sandalye gibi iç mimari eserler yapardı. Marangozluk kadar olmasa da porselen, çini ve resme de ilgi duyar; fırsat buldukça bunları incelemekten zevk alırdı. Bu sanata ve el becerisine olan alakadar tutumu, böyle bir fabrika girişimine karşı bakışını etkilemiş olabilir. Netice olarak yabancı bir elçinin tavsiyesi etkili olsun veya olmasın, Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası’nın kurulması fikri rahatlıkla aklına yatmış olmalıdır.
Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası binasının mimarı Raimondo d’Aranco’dur. Fabrika binası Yıldız Sarayı’nın dış bahçesinin doğu tarafındaki yamaçlarda, küçük bir düzlük üzerinde kurulmuştur. Sarayın ünlü mimarının 1892 yılında inşa ettiği bu bina, dış görünüşüyle bir fabrikaya benzemez. Daha çok Doğu ve Batı mimari kimliğini birleştiren, pişmiş toprak malzemenin çarpıcı yorum ve görüntülerini bir araya getiren bir okul binası gibidir. Fabrikanın teknik donanım müteahhitliğini ise Fransız Louis Dat yapmıştır.
Bir fabrikanın en önemli ihtiyacı, onsuz üretimin yapılamayacağı ham maddedir. Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası’nın ham maddesiyse, üretimde bulunduğu sürenin büyük bir kısmında yurt dışından getirilmiştir. Ham madde konusunda birinci kaynak, teknolojinin de kendisinden alındığı Fransa’dır. Öncesinde bazı faaliyetler olsa da, yerli ham madde ile üretim, ancak I. Dünya Savaşı’nın sebep olduğu yokluklarla başarılmıştır. Yurt dışından malzeme gelme imkânı kalmayınca, ülke içindeki kaynaklar araştırılmış ve o dönemdeki ihtiyaç karşılanmıştır.
Ham maddeden sonra fabrikanın ikinci ihtiyacı ise, iş gücüdür. Ulaşılabilen kaynaklara göre fabrikada kuruluşundan Cumhuriyet’e kadar 14’ü yabancı, 59’u yerli toplam 73 çalışan tespit edilmiştir. Fabrikada çalışan yabancı uzmanların büyük çoğunluğu, Fransa’nın porselenleri ile ünlü Limoges ve Sevr şehirlerinden getirtilmiştir. Porselen üretimi için yurt dışından imalat müdürü, kalıpçı, fırıncı, flor uzmanı ve ressam-dekoratör olmak üzere beş çeşit uzman temin edilmiştir. Bunlardan en önemlisi imalat müdürüdür. Üretim sürecinin bütün aşamalarını kontrol eden imalat müdürü; porselen hamurunun hazırlanmasından, hamurun kalıplara dökülmesinden, kalıplanan malzemenin fırınlanmasından ve fırından beyaz porselen olarak çıkan mamulün nihai ürün olması için tezyinine kadar her şeyden sorumludur. Bu pozisyonda üç Fransız çalışmıştır. İlk imalat müdürü Blanche, yaklaşık bir yıl kadar fabrikada çalıştıktan sonra istifa etmiştir. Yerine imalat müdürü olan Pierre Tharet, II. Meşrutiyet’e kadar bu görevde kalmıştır. Bu pozisyon için yerli bir uzman yetiştirilemediğinden; II. Meşrutiyet sonrası yeniden açılan fabrikaya, bu müdürlük için yine Fransa’dan Mösyö Naret getirilmiştir. Fakat diğer alanlarda yerli bir uzman yetiştirilebilmiştir. Flor uzmanı ve fırıncı olarak Fransa’dan birer kişi getirilmiştir. Eylül 1897’den sonra iki uzman da, memleketlerine geri dönmüştür. Yerli çalışanlardan yerlerine eleman yetiştirilebildiği için, bir daha bu iki alanda yabancı uzmana ihtiyaç kalmamıştır. Dördüncü uzmanlık alanı olan kalıpçılıkta ise, iki yabancı uzman getirtilmiştir. Bunlardan Mösyö Tarakor, Haziran 1897’de fabrikadan ayrılırken; ikinci kalıpçı mösyö Cluzelout, I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar fabrika açık olduğu sürece çalışmasına devam etmiştir. Beşinci ve en geniş uzmanlık alanı olan ressam-dekoratörlükte, 7 yabancı ve yardımcı elemanlarla birlikte 19 yerli eleman çalışmıştır. Yerli sanatkârların büyük çoğunluğu Sanayi-i Nefise Mektebi’nden mezundur.
Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası’nın üç ana üretim amacı vardı. Bunlardan birincisi sarayların porselen ihtiyacını karşılamak, ikincisi imal ettiği gösterişli parçaları diplomatik hediyeleşmede kullanmaktı. Üçüncü olarak da ilk iki amaç dışında kalan ürünleri halka satmaktı. Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası ilk ürünlerini 1894 yılında vermeye başlamıştır. Fabrika öncelikle bir saray imalathanesi olarak çalışmıştır. Burada üretilen ilk ürünler günlük kullanıma yönelik değildir. Bunlar, daha çok büyük salonların dekorasyonunda kullanılmak ya da devletin ileri gelenleriyle Avrupa devletlerine hediye edilmek amacıyla üretilmiş sanat eserleridir. Bugün fabrikanın eserlerinin bir kısmı Topkapı Sarayı’nda; bir kısmı da TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı adı altında toplanmış saray, köşk ve kasırlarda bulunmaktadır.
Çeşitli tarihlerde önemli sayılabilecek miktarlarda ürünler, sarayların kullanımı için devlete teslim edilmiştir. Bu konuyla ilgili olarak bazı istatistiki bilgiler verilebilir. 1902’de 4.237, 1903’te 3.888, 1904’te 5.702, 1905’te 5.699 ve 1906 yılında 1.432 parça porselen eşya devlete teslim edilmiştir. Fabrikanın ikinci üretim amacıysa, yaptığı gösterişli parçaları yabancı devlet adamları ve elçilere hediye olarak göndermekti. Devrin siyasi hedefleri için bir nevi bahane teşkil eden bu uygulamada; İngiliz elçilerine, Almanya imparatoruna, Rus çarına ve Amerika müzesine olmak üzere çok çeşitli makam ve kişilere hediyeler gönderilmiştir. Fabrika üretiminin üçüncü kullanım amacıysa, ihtiyaç fazlası ürünlerin halka satılmasıdır. Beyazıt Camii avlusunda ramazan aylarında açılan sergide; fabrikanın eserleri Hereke Kumaş Fabrikası’nınkilerle birlikte, satış için halkın teşhirine sunulurdu. Bu serginin haricinde halka ürün satılan ikinci yerse, İstanbul Sultanhamam’da bulunan Hereke Fabrikası’nın satış mağazasıydı.
KAYNAKLAR
Damlıbağ, Fatih, “Osmanlı Devleti’nde Porselen ve Çini Fabrikaları”, doktora tezi, İstanbul Üniversitesi, 2011.
Kocabaş, Hüseyin, Porselencilik Tarihi, Bursa 1941.
Küçükerman, Önder, Dünya Saraylarının Prestij Teknolojisi: Porselen Sanatı ve Yıldız Çini Fabrikası, İstanbul 1987.
Önsoy, Rifat, Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayii ve Sanayileşme Politikası, Ankara 1988.