Osmanlı İstanbul’unda yapılan ilk şenlik,1 II. Bayezid dönemindedir (1481-1512).2 İmparatorluk tarihinin nispeten silik bir dönemi olan bu yıllarda yalnızca bir çifte düğün şenliği saptamış bulunuyoruz. Bu da 1490 yılında, İstanbul’da yapılan sünnet ve düğün şenliğidir. II. Bayezid’in oğlu Abdullah’ın (ö. 1483) sünneti ile birlikte Şehzade Ahmed’in (ö. 1513) oğlu ile vezir çocuklarından biri de sünnet ettirilmiştir. Bu şenliğin ikinci kısmında padişahın üç kızı üç beyle evlendirilmiştir. Ama şenliklerdeki konulu oyunlara ilk kez Kanunî’nin 1524 yılındaki şenliğinde rastlarız.3 Şenlik süresince, savaş oyunları, kısa skeçler, komedyalar, köçek dansları, iktidar ve zenginliği gösteren çok değerli taşlarla işlenmiş nahıllar4 göz kamaştırmıştır. Savaş oyunları ile “mudhike”lerde (komedyalarda) dekor kurulduğu için bunlar birer açık hava temsili niteliğindedir. Savaş oyunları Osmanlıların askerî başarılarını yansıtırken, mudhikeler çalgılı sözlü olduklarından birer müzikli tiyatro oyunu sayılabilirler.5
1525 yılında Şehzade Mustafa’nın doğumuyla bir hafta süren küçük bir şenlikten sonra Kanunî dönemindeki en büyük şenlik 1530 yılında yapılmıştır.6 Bu şenlikte, Yahudi ve Ermeni oyuncular çeşitli farslar oynamışlardır. Ayrıca şenlikte usta maskaralar ve dansçılar da vardı. Bunların Mağribî Raksı denilen, Rönesans’ta İspanya’dan 1495’te Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan Museviler tarafından getirildiği tahmin edilen Mağribî Dansçıları olduğunu belirtebiliriz. Bu şenlikten dokuz yıl sonra, 1539’un yazında, Kanunî’nin oğulları Bayezid ile Cihangir’in sünnetleri ve Kanunî’nin Hürrem Sultan’dan olma, hayatta kalan biricik kızı Mihrimah Sultan’ın Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa ile evlendirmesi dolayısıyla bir çifte düğün şenliği düzenlendi. Yine bir önceki şenlikteki gösteriler bu şenlikte de yer aldı. Buna ilaveten Musevi esnafın gösteri alanına çıkardığı yedi başlı dev ejder kuklası büyük ilgi görmüştür.7
Sultan II. Selim’in kısa padişahlığı döneminde (1566-1574) yalnızca üç küçük şenliğe rastladık. 1573 şenliğini gören bir Fransız soylu, Philippe du Fresne-Canaye, İkinci Vezir Kaptanıderya Piyale Paşa’nın kızıyla padişahın doğancıbaşısının düğünleri için yapılan küçük şenlikte, Avrupalıların sandıklarının tersine, Türkiye’de büyük oyun ustaları gördüğünü ve bunların bazılarının Avrupa’dakilerden üstün olduğunu açıklamıştır.8 Padişah ertesi yıl bir şenlik daha düzenlettirmiştir. Bu şenlik, II. Selim’in gözde eşi, Nurbanu Sultan’dan doğan Fatma Sultan’ın (ö. 1580), sonradan sadrazam olan Kanijeli Siyavuş Paşa (ö. 1602) ile evlenmesinden dolayı 1574’te düzenlenen şenliktir.
Osmanlıların on ikinci padişahı III. Murad döneminde (1574-1595), başta 1582 şenliği olmak üzere, çok parlak, göz kamaştırıcı şenlikler yapılmıştır. 1575 yılında, Esma Sultan’ın düğün şenliğinden sonra, 1579’da farklı bir nedenle şenlik yapıldığını görürüz; bu III. Murad’ın İran’a gözdağı vermek için, İran Elçisi Mahmud’un gelişi dolayısıyla düzenlettirdiği sekiz gün sürmüş olan şenliktir. Bu şenlikte özellikle konulu savaş oyunları dikkat çeker.
Osmanlı tarihinin davetlileriyle, yapılan gösterileriyle, görkemiyle ve zenginliğiyle en büyük şenliği III. Murad’ın oğlu Mehmed’in (sonradan Sultan III. Mehmed) sünnet düğünü için düzenlettirdiği, 57 gün ve gece süren9 1582 şenliğidir. Bir açıdan da İran elçisine imparatorluğun gücünü göstermek için yapılan bu şenlikte soytarılar İran kıyafetleriyle alana çıkmışlardır. Bu şenlikte dans da önemli bir yer tutmuştur; özellikle İspanya’dan Osmanlı İmparatorluğu’na göç eden Yahudiler tarafından getirilmiş olan, kılıç ve kamalarla yapılan mattesina dansı çok beğenilmiştir.10 Üstleri çıplak, satirler gibi boynuz takmış oyuncuların yarı dans yarı oyun biçimindeki gösterileri ilginç bulunmuştur.11 Ayrıca, bu şenlikte, Sokullu’nun dul eşi Esmihan Gevher Sultan’ın (ö. 1585) köşkünde düzenlediği müzikli bir gösteride, bir İtalyan sanatçı Eros kılığında, müzik eşliğinde bir pandomim oynamıştır.12 Aynı şenliği baştan sona izleyen bir Alman gezgin, yaşlı bir adam olan bir efendi ile onun genç uşağı arasında geçen olayları canlandıran sahneler oynandığını belirtir. Yazar, uşaktan söz ederken zanni terimini kullanmaktadır.13 Bu da, İtalyan halk tuluat tiyatrosu commedia dell’artenin14 ilk tiplerinden biri olan ve uşak olarak görülen zannilere gönderme yapmaktadır. Burada, commedia dell’artenin etkisi açık ve seçik belirgindir. Seyredenleri en çok ilgilendiren bir gösteri de, çeşitli sanatçıların sundukları gölge oyunu temsilleri olmuştur. Altı tekerlekli, önü beyaz bir perdeyle kaplı, perdenin arkasında mumlar yanan büyücek bir kulübe, alana getirilmiştir. Bunun üzerinde renkli tasvirlerle oyun oynatılmıştır: “Bir öncekinden çok daha güzel olan bu figürlerle oynatılan gösteride bir kedi bir fareyi, bir leylek de bir yılanı yedi. Bu figürler değneklerle oynatılıyordu.” diye yazar bir yabancı.15
III. Murad, bu büyük şenlikten dört yıl sonra, Safiye Sultan’dan doğan kızı Ayşe Sultan ile İkinci Vezir İbrahim Paşa’nın düğünleri dolayısıyla, 1586 yılında, yine Atmeydanı’nda bir şenlik yaptırmıştır. Bu padişah zamanındaki son şenlik 1589’dadır. Lubenau adlı bir Alman gezgin, bu şenlikte bir mukallidin seyircileri çok güldürdüğünü yazar.16
I. Ahmed dönemindeki (1603-1622) ilk şenlik 1603’te, ikincisi 1606’da, üçüncüsü, 1612’de, dördüncüsü ise 1613’te düzenlenmiştir. Gösteriler, Kâğıthane ile Beşiktaş’ta yapılmıştır. İngiliz gezgin Thomas Coryate bu şenlikte gece, sallar üzerinde konulu dramatik gösteriler yapıldığını belirtir.17
28 yaşında ölen IV. Murad döneminde de (1623-1640) dört şenlik yapıldığını görüyoruz. 1624, 1626 ve 1630 yıllarındakiler evlenme, 1639’daki ise IV. Murad’ın Bağdat seferinden dönüşü dolayısıyla yapılmıştır. Bu şenlikte rakkas ve köçeklerin yaptıkları dansları “kışkırtıcı” (suggestive) bulan Du Loir, “... Yeni evliler bu açık saçık gösterilerden hiç hoşlanmadılar. [Bir gösteride] iki sevgili şehevî tutkuları için sabırsızlık gösteriyorlardı.”18 diye yazmıştır.
Sultan İbrahim döneminde iki şenliğe rastladık. Bunlardan biri 1646, diğeri 1648 yılındadır. Bu şenlikte de minare boyu nahılların geçebilmesi için sokağa bakan tavan saçakları, evlerin balkonları koparılarak yıkılmış, sokaklar genişletilmiştir.
1648 ile 1687 yılları arasında hüküm süren Avcı (IV.) Mehmed (ö. 1693), Osmanlı İmparatorluğu’nu kırk yıl dirayetli vezirlerinin de desteğiyle iyi bir şekilde yöneten, sanatı seven, barışsever bir padişahtı. IV. Mehmed sarayda çeşitli alanlarda gösteriler yapan oyuncular bulundurma geleneğini daha da ileri götürmüş, bestecileri, nakkaşları ve hattatları korumuştur. Eğlenceyi, avı ve oyunları seven bu padişahın sarayında çok sayıda sanatçı himaye ettiğini biliyoruz. IV. Mehmed dönemindeki ilk şenlik 8 yaşına basan padişahın sünnet edilişi dolayısıyla düzenlenen ve bir hafta süren 1649 şenliğidir. 20 Ekim 1649 gecesi, üç şehzade ile birlikte19 yapılan sünnetin şenliğinde her odanın içoğlanı kendi başına çeşitli oyunlar hazırlamış ve huzurda oynayarak bolca ihsan almışlardır. 1663’te IV. Mehmed’in şehzadesi Mustafa’nın (sonradan Sultan II. Mustafa) doğumu onuruna bir şenlik düzenlenmiş ve bu şenlik imparatorluğun çeşitli yerlerinde kutlanmıştır.20
1703 ile 1730 tarihleri arasında hüküm süren III. Ahmed, babası IV. Mehmed gibi, güzel sanatlardan hoşlanan barışçıl bir hükümdardı. Ünlü “Lale Devri” onun zamanındadır. III. Ahmed, cülusunun beşinci yılından başlayarak üç yıl arka arkaya şenlik düzenlettirmiştir. 1708’de düzenlenen ilk büyük şenlikte,21 önceki şenliklerde olduğu gibi, gündüz seyirlik oyunları, gece de donanma şenlikleri yapılmıştır. III. Ahmed, bundan bir yıl sonra, kızı Fatma Sultan’ın (ö. 1733) dönemin gözde paşalarından Silahtar Ali Paşa (ö. 1716) ile evlenmesi dolayısıyla, 1709 yılında büyük bir şenlik daha yaptırmıştır. Bu şenlikte, Haliç’te sallar üzerinde oyunlar oynanmıştır. 1710 şenliğinde22 de, çeşitli hüner gösterileri ve spor yarışmalarının yanı sıra dramatik danslar ve oyunlar da oynandığını görüyoruz.
III. Ahmed’in en görkemli şenliği 1720’de yaptırdığı, Levnî’nin minyatürleriyle tarihe geçen şenliktir.23 Bu şenlikteki ilk konulu oyun, “Bahçevanoğlu Kolu” tarafından oynanmıştır. Şenliğin on birinci günü olan 28 Eylül’de, “Halil Kolu”nun da konulu bir güldürü oynadığını yine Surnâme-i Vehbî’den öğreniriz. Bunların içinde en ilginci, şenliğin on dördüncü günü (1 Ekim), Haliç’te denizaltı gibi suyun altından giden ve su üstüne yükseldiğinde içinden oyuncuların çıktığı gösteri olmuştur.24 Bu şenlikte sallar üzerinde danslar ve oyunlar oynanması da ilginçtir. Vehbî’nin Surnâme minyatürlerini yapan Levnî’nin sal üzerindeki bir oyunu gösteren minyatürü o dönemde “ortaoyunu”nun biçimlenmeye başladığını göstermektedir.25 III. Ahmed son şenliğini 1724’te düzenlettirmiştir.
III. Mustafa döneminde (1757-1774), ilk şenlik, padişahın kız kardeşi Ayşe Sultan’ın (ö. 1775) Tırhala sancağı mutasarrıfı Vezir Silahtar Mehmed Paşa (ö. 1788) ile evlenmesi nedeniyle 27 Ocak 1757 günü başlayan, bir hafta süren eğlenceleri kapsar.26 Bundan sonra 1758’de Hibetullah Sultan’ın düğünü, 1761’de Şehzade Selim’in doğumu, 1762’de Mihrimah Sultan’ın doğumu, 1766’da da Şehzade Mehmed’in doğumu nedeniyle İstanbul yine şenlik yerine dönmüştür. Bu şenliklerde de sallar üzerinde verilen temsiller revaçtaydı.
I. Abdülhamid padişahlığı sırasında (1774-1789) ilk çocuğu Hadice Sultan’ın doğumu27 dolayısıyla 1776’da bir şenlik yapılmıştır. İstanbul’da 10 gün ve gece süren bu şenlik için imparatorluğun dört bir yanına fermanlar gönderilerek şenlik yapılması buyurulmuştur.28 19 Nisan 1780 Salı günü dünyaya gelen Rabia Sultan29 onuruna düzenlenen bu şenlikte bilinen teşrifat işleri yerine getirildikten sonra gündüz gösterilere, gece donanma eğlencelerine ayrılmıştır. Bu kutlamalarda ilginç bir gösteri saray hareminde kadınlar tarafından oynanan güldürüdür. Haremdeki kızlar kendi aralarında bir oyun kurmuşlar ve I. Abdülhamid’in kadınların süslü giyimine karşı çıkardığı yasaklarla alay etmişlerdir. Bu gösteride kızlardan bazıları sokakta gezen kadınları, biri de padişahı temsil etmiş, padişahı oynayan oyuncu buyruğa aykırı giyinen uzun yakalı ferace giymiş olan kadının üstüne atlayarak elindeki makasla kadının yakasını kesmiştir.30 Bu gösteriyi kafes arkasından hanım sultanlarla seyreden padişah, oyuna çok gülmüştür.31 Bu padişahın tahta bulunduğu dönemde, rastladığımız son şenlik 1788’de, Emine Sultan’ın doğumu dolayısıyla yapılmıştır.
II. Mahmud’un padişahlığı sırasında (1808-1839) düzenlemiş, küçüklü büyüklü on büyük şenliğe32 rastlıyoruz. Bunlar padişah çocuklarının doğumu, eğitime başlamaları, sultanların düğünleri ve şehzadelerin sünnetleri dolayısıyla yapılmıştır. Bu şenlikler arasında özellikle ikisi dikkate değerdir. 1832’de Abdülmecid’in eğitime başlaması dolayısıyla yapılan geniş kapsamlı şenlik, imparatorluk tarihi içinde tektir. 1836’da düzenlenen çifte düğün şenliği ise, padişahın kızı Mihrimah Sultan’ın (ö. 1838) Bahr-i Sefid Boğazı Muhafızı ve Biga Sancak Beyi Mehmed Said Paşa (ö. 1868) ile evlenmesi ve padişahın iki oğlunun33 sünnet düğünleri dolayısıyla yapılmıştır.
Oyuncular ve dramatik oyun bizi en çok ilgilendiren konudur. 1836 şenliğinin ilginç olayları çoktur, ancak bunların en ilginci gölge oyunu, meddah ve ortaoyunudur. Gölge ve kukla oyunları özellikle yabancıların dikkatini çeken gösterilerdi. XIX. yüzyıl içinde İstanbul’a ve Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu bölgelerine kadar yolculuk etmiş olan bir gezgin, gölge oyunumuz için şunları yazmıştır: “Müslümanların en sevdikleri seyir sanatı olan karagöz, ramazan geceleri, oruç aylarında, kahvelerde ya da bahçelerde oynatılan bir kukladır. Taklide, yanlış anlamalara ve yabancılarla alaya dayanan bu oyunda komik öge bu yoldan ortaya çıkar.”34 Bu şenliği baştan sona izleyen Julia Pardoe, “Şenlik yerinde birçok gösteri mekânı vardı. Birinde bir fantoccini [kukla] topluluğu minyatür oyunlarını oynuyordu.”35 sözleri pek açık değildir. Ancak tanığın bu bölümde gece eğlencelerinden söz etmesi, hava karardıktan sonra oynatılan “minyatür oyun”un karagöz olduğu kanısını getirmektedir. Nitekim Lebib de, geceleri on bir ayrı mekânda karagöz oynatıldığını yazar.36
1836 şenliğinde meddah da önemli bir yer tutar. Yabancıların improvisatore dedikleri meddahların sözü sık sık geçer. Bu şenlikte hem gösterilerin bulunduğu yerde, hem de İstanbul’un çeşitli semtlerinde şenlik kapsamı içinde sanatlarını gösteren meddahlara rastlıyoruz. Bu şenliğin en önemli dramatik gösterisi “ortaoyunu”dur. Şenliği anlatan Lebib, evlenme şenliğinin son günü olan 7 Mayıs 1836, Perşembe günü Zeyrek Takımı’ndan ibaret “Zuhurî Kolu” ile “Ali Ağa Kolu”nun bazı ortaoyunları oynadıklarını belirtir. Bunlar arasında Mahalle Baskını, Terzi Oyunu,37 Yazıcı Oyunu, Çeşme Oyunu, Tımarhane Oyunu,38 Berber Oyunu ve Kale Oyunu39 varmış. Saray önündeki alanda, halka oynanan ortaoyununu seyreden yabancı tanık, konuyu anlattıktan sonra, gösteriyi “ilkel” olarak nitelendiriyor ve “üç bölüm” olarak açıkladığı bu oyunun bölüm aralarında çalgıcılar ve dansçıların da bulunduklarını belirtiyor.40
II. Mahmud’un 1836 şenliği imparatorluğun son büyük şenliğidir. Bundan sonraki, II. Abdülhamid’in 1899 şenliğine kadar, bütün şenlikler daha ufak çapta eğlencelerdir. Şenliklerin ihtişamının ve zenginliğinin giderek azalışı imparatorluğun siyasal ve ekonomik çöküşüne paraleldir.
DİPNOTLAR
1 Şenliklerdeki gösteriler dörde ayrılır: sirk gösterileri, sportif yarışmalar, dramatik gösteriler ve geceleri fişeklerle yapılan donanma. Biz, bu yazımızda yalnızca dramatik gösteriler, yani karagöz, ortaoyunu, meddah ve konulu güldürüler üzerinde duracağız. Ayrıca bu yazıda sözü edilen şenliklerin bazılarının surnamesi de yazılmıştır. Dökümü için bkz. Hatice Aynur, “Surnâme”, DİA, XXXVII, 565-567. Surname metinleri için bkz. Mehmet Arslan, Türk Edebiyatında Manzum Surnâmeler: Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri, Ankara 1999.
2 Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u aldıktan sonra, sünnet ve evlenme şenliklerini Edirne’de düzenlettirmiştir.
3 Sadrazam Makbul (sonradan Maktul) İbrahim Paşa’nın (ö. 1536) Yavuz Sultan Selim’in kızı ve Kanunî’nin kardeşi Hadice Sultan ile evlenmesi dolayısıyla düzenlenmiştir. 22 Mayıs, (18 Receb, Pazar) gününden 5 Haziran (2 Şaban, Pazar) gününe kadar tam on beş gün ve gece süren bu görkemli düğün şenliği İstanbul’da Atmeydanı’nda (bugünkü Sultanahmet Meydanı’nda) yapılmıştır.
4 Bu düğündeki nahıllar (ya da nakıllar) padişahın güç ve zenginliğini gösterir biçimde, altın ve gümüş üzerine değerli taşlarla işlenmişlerdir. Bu, genellikle servi ağacını andıran nahıllar bazen o kadar büyüktü ki, İstanbul’un dar sokaklarından geçirilirken bazı binaların cumbaları ya da binanın tamamı yıktırılıp parası da ödenirdi. Bu düğündeki nahıllardan birinin altmış bin, başka birinin de kırk bin parçadan olduğu bazı kaynaklarca belirtilmiştir. Bunlar simurg ve anka gibi mitolojik kuşlarla da süslenmiş çok görkemli sanat yapıtları sayılmışlardır; bkz. Celâlzâde Mustafa Çelebi, Tabakâtü’l-memâlik ve derecâtü’l-mesâlik, Nationalbibliothek, Codex H.O. 41 (1070); TSMK, B. 298; Millet Ktp., nr. 779.
5 Bu şenliğin altıncı günü, 28 Mayıs’ta, Kanunî’nin şehzadesi Selim (sonradan II. Selim) doğmuştur; Joseph von Hammer, Geschichte des Osmanischen Reiches, Wien 1830, c. 3, s. 58.
6 Kanunî’nin şehzadeleri Mustafa, Mehmed ve Selim’in sünnet düğünleri dolayısıyla 19 Haziran 1530’da başlayan ve üç hafta süren şenlikte çeşitli geçit törenleri ve gösterileri düzenlenmiştir.
7 Peçuylu İbrâhim, Târih, İstanbul 1281-1283, c. 2, s. 73-74; Hammer, Geschichte, c. 3, s. 212-213. Yedi başlı ejderi III. Ahmed’in 1720 yılındaki şenliğinde de göreceğiz. Ama bu kez Haliç’te denizin altına dalıp çıkan bir ejderdir bu.
8 Philippe du Fresne-Canaye, Voyage en Levant, Paris 1897, s. 264.
9 Selânikî Mustafa, Târih, Freiburg 1970, s. 168. Burada şenliğin 55 gün ve gece sürdüğü belirtilmektedir.
10 N. D. Shergold, A History of the Spanish Stage: From Medieval Times until the End of Seventeenth Century, Oxford 1967, s. 262.
11 Nicholas von Haunolt, “Particular Verzeichnuss mit was Ceremonien Gepraeng und Pracht der Fest der Beschneidung…”, durch Hansen Lewenklaw, Neuwe Chronica Türckischer Nation… içinde, Frankfurt 1590, s. 477.
12 Hammer, Geschichte, c. 4, s. 128.
13 Haunolt, “Particular Verzeichnuss mit was Ceremonien Gepraeng”, s. 502.
14 İspanyol tiyatrosuna commedia dell’arte bir İtalyan sanatçı olan Alberto Naceri de Ganassa ve topluluğu tarafından 1574 tarihinde getirilmiştir. Bu da, bu türün Türk şenliklerine, yalnızca Yahudiler tarafından değil, daha sonradan çeşitli yabancı toplulukların ve bu türü yerinde izleyen Türk elçilerinin etkisiyle de gelmiş olabileceği düşüncesini doğurmaktadır; çünkü Yahudilerin İspanya’dan imparatorluğa göç etmeleri yüz yıl kadar önce, yani XV. yüzyılın sonundadır.
15 Haunolt, “Particular Verzeichnuss mit was Ceremonien Gepraeng”, s. 489.
16 Reinhold Lubenau, Beschreibung der Reisen des Reinhold Lubenau, ed. W. Sahm, Könisberg 1915, c. 2/1, s. 24.
17 Michael Strachan, The Life and and Adventures of Thomas Coryate, London 1962, s. 191.
18 Bkz. Du Loir, Les Voyages du sieur Du Loir, Paris 1654, s. 170-180.
19 Bkz. Naîma, Tarih, İstanbul 1280, c. 4, s. 357.
20 IV. Mehmed’in düzenlettirdiği imparatorluğun en büyük şenliklerinden biri de, 1675’te, çok sevdiği Edirne’de düzenlettirdiği şenliktir; onu bu yazımızda ele almıyoruz.
21 Bu, 1708 yılının 9 Nisan’ında (h. 18 Muharrem 1120) başlayan çifte düğün şenliğiydi. Padişahın ağabeyi II. Mustafa’nın kızları Ayşe Sultan’ın Sadrazam Numan Paşa (ö. 1710), Emine Sultan’ın da Çorlulu Ali Paşa (ö. 1711) ile evlenmeleri vesilesiyle yapılmıştır.
22 Bu şenlik, ağabeyi II. Mustafa’nın kızı, 14 yaşındaki Safiye Sultan (ö. 1778) ile Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın oğlu Ali Paşa’nın (ö. 1723) evlenmeleri nedeniyle yapılmıştır.
23 II. Mustafa’nın kızı Emetullah Sultan (ö. 1727) ile Musul Valisi Sirke Osman Paşa’nın (ö. 1724) düğünleri dolayısıyla düzenlenmiştir. Okmeydanı’nda ve denizde Haliç’te yapılan şenlik 18 Eylül 1720 günü başlamış on beş gün ve gece sürmüştür.
24 Bkz. Vehbî, Sûrname, Nationalbibliothek, Wien, H.O. 94 (1092); British Museum, Or. 7218, vr. 109 a-109b.
25 Bkz. Vehbî, Sûrname, Nationalbibliothek, Wien, H.O. 94 (1092); British Museum Or. 7218, vr. 109a-109.
26 Bkz. Şevket Rado, “III. Mustafa’nın Kızkardeşi Ayşe Sultan Nasıl Evlendi?”, Hayat Tarih Mecmuası, c. 1, sy. 3, s. 4.
27 Hadice Sultan H. 20 Zilkade 1189, Cuma gecesi, sabaha karşı, saat 2:30’da dünyaya gelmiştir; TSMA, E. No. 1562.
28 Velâdetnâme-i Hadice Sultan, TSMA, E. No. 1562, 2327; ayrıca bkz. M. Çağatay Uluçay, Padişahın Kadınları ve Kızları, Ankara 1980, s. 111. Hadice Sultan da ertesi yıl bir yaşındayken ölmüştür.
29 Rabia Sultan da çok yaşamamış, aynı yıl içinde ölmüştür.
30 I. Abdülhamid, kadınların çarşaf ve peçelerine İslam geleneklerine yakışmayacak biçimde giymelerini, sokaklarda fazla gezinmelerini, kandil ve ramazan geceleri sokağa çıkmalarını ve Beyoğlu’ndaki dükkânlara gidip alışveriş etmelerini yasaklamıştı. bkz. Ahmed Râsim, Muharrir Bu Ya!, Ankara 1969, s. 98.
31 M. J. M. Jouannin-M. J. von Gaver, Turquie, Paris 1840, s. 361.
32 Bunlar, 1809’da Fatma Sultan’ın, 1811 Saliha Sultan’ın, yine 1811’de Şehzade Bayezid ve Mihrimah Sultan’ın, 1815’te Zeynep Sultan’ın, 1823’te Abdülmecid ile Atiye Sultan’ın, 1830’da Abdülaziz ile Hayriye Sultan’ın doğumları, 1832’de Abdülmecid’in eğitime başlaması ve Saliha Sultan’ın evlenmesi vesileleriyle düzenlenenler ile yüzyılın en büyük şenliği olan 1836’da düzenlenen çifte düğün şenliğidir.
33 13 yaşındaki Abdülmecid ile 6 yaşındaki Abdülaziz’in sünnetleri.
34 H. Petermann, Reisen im Orient, Leipzig 1865, c. 2, s. 26.
35 Julia Pardoe, The City of the Sultan, London 1838, c. 2, s.119.
36 Lebîb, Surnâme, İÜ Edebiyat Fakültesi Ktp., nr. T. 6197, vr. 109a.
37 Lebîb, Surnâme, vr. 97b.
38 Lebîb, Surnâme, vr. 98a. Surnâme-i Hızır’da yalnızca Çeşme Oyunu’ndan söz edilir.
39 Lebîb, Surnâme, vr. 98b.
40 Pardoe, The City of the Sultan, c. 2, s. 124-136.