A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined index: HTTP_ACCEPT_LANGUAGE

Filename: core/Public_Controller.php

Line Number: 89

Backtrace:

File: /var/www/html/application/core/Public_Controller.php
Line: 89
Function: _error_handler

File: /var/www/html/application/core/Public_Controller.php
Line: 51
Function: language_control

File: /var/www/html/index.php
Line: 282
Function: require_once

ERKEN XVII. YÜZYILDA BİR İSTANBUL EVİNİN KEŞFİ: BOYUT VE MALİYET | Büyük İstanbul Tarihi

ERKEN XVII. YÜZYILDA BİR İSTANBUL EVİNİN KEŞFİ: BOYUT VE MALİYET

Bir evin tamir ettirilmesi hatta “uslûb-ı sâbık”ı üzerine yeniden bina edilmesi hususunda karşılaşılan 1618 tarihli bir sicil kaydı, büyük bir evde bulunan bir odanın ortalama ölçülerini vermesi, evin iç mekân kurgusunun ne şekilde olabileceğini göstermesi ve de bir ev inşasında masraf kalemleri ile iş çeşitlerinin, yapı malzemelerinin anlaşılması açısından oldukça önemli bilgiler içermektedir. Bu işlemler için bugün olduğu gibi geçmişte de “keşif” tabiri kullanılmıştır.

Bu noktada, öncelikle, Osmanlı ölçü birimlerinden “zirâ” ve “hesâb-ı satrancî” üzerinde söz konusu kayıt eksene alınarak durulabilir. Zirâ ölçüsü Osmanlı metrolojisinde bir kol boyu uzunluktur. Bugünkü uzunluk birimlerine göre standart bir karşılığı olmayan zirâ yaklaşık 72 ile 76 cm arasında değişen bir ölçüdür. Sicillerde “zirâ‘-ı kebîr” gibi ifadelerin yer alması bu durumu kanıtlamaktadır. Bu kayıtta yer alan “hesâb-ı şatrancî” ise bir alan ölçüsü, deyim yerindeyse “metrekare” (burada zirâkare) cinsinden bir ölçüdür. Evin genel alanı 360 zirâkaredir. Kesinliği konusunda hiçbir şeyin söylenemeyeceği birtakım kabullerden yola çıkılarak evin genel ölçülerine dair bazı tahminlerde bulunulabilir. Bir zirâyı yaklaşık 76 cm olarak alıp evin de kareye yakın bir plan düzeni olduğu kabul edilirse; eni ve boyu 20x18 zirâ olan, bunun da yaklaşık 15,2x13,7 m’ye tekabül ettiği, yine yaklaşık olarak 208 m2’lik bir ev ile karşı karşıya olunduğu söylenebilir.1

Sicil kaydının sadeleştirilmiş hâli şöyledir:

İstanbul’da, Mehmet Efendi Vakfı mütevellisi olan Ahmet Çelebi b. Muharrem mahkemede el-Hâc Sultan b. el-Hâc Mansur ile birlikte mahkemeye gelerek şöyle söylemiştir:

“Hatip Muhyiddin Mahallesi’nde bulunan, bir tarafı mütevellisi olduğu vakfa, bir tarafı Hatip Muhyiddin Vakfı’na, bir tarafı mahalle müezzinine meşruta olan menzile ve diğer tarafı da umumi yol ile sınır olan iki bâb oda ve altında bir mahzeni bulunan menzil, belli bir miktar peşin para ‘icâre-i mu‘accele-i ma‘lûme’ ve aylık kırk akçe ‘icâre-i müeccele’ ile el-Hac Sultan’ın tasarrufunda idi. Söz konusu menzil daha önceleri birden çok evi kapsamaktayken, zamanla yıkılmaya yüz tutmuş ve yeniden bina için vakıfta yeterli bütçe bulunmaması sebebiyle el-Hâc Sultan’a eski mimarisine uygun şekilde (üslûb-ı sâbık) kendi malıyla yeniden bina etmesi için izin vermiştim. el-Hâc Sultan’ın yapacağı harcama menzilin ‘icâre-i mu‘accelesine’ sayılacak ve ‘icâre-i müeccele’ olarak da ayda 30 akçe ödeyecektir. Şu anda el-Hâc Sultan menzili eskiden olduğu şekliyle yeniden bina etmiş olup yaptığı masrafın mahkeme tarafından tespitinin yapılmasını ve kayıt altına alınmasını talep ederim.”

Bunun üzerine mahkeme tarafından Müderris Ahmed Efendi b. Abdülhalim Efendi, mimarlar Musli Çelebi b. Hüsameddin ve Ali ile aşağıda isimleri kayıtlı Müslümanlar keşif için görevlendirilmiştir. Onların verdikleri rapora göre; mahzenin üzerinde iki bâb ve onların da üzerinde üç bâb oda yeniden bina olunmuştur. En üst kat uzunluk ve genişlik itibarıyla “hesâb-ı şatrancî üzre 360 zirâ‘” (360 zirâkare) olarak ölçülmüş ve buranın her zirâ‘ı ellişer akçeden toplam 18.000 akçeye mal olduğu hesaplanmıştır. Söz konusu beş bâb odanın döşemeleri uzunluk ve genişlik itibarıyla toplam 268 zirâ‘ olup buranın da her zirâ‘ı kırkar akçeden toplam 10.720 akçeye mal olduğu hesaplanmıştır. Odaların dolma duvarları ise, uzunluk ve genişlik olarak 329 zirâ‘ olup her zirâ‘ı 35 akçeden 11.515 akçe ve üçüncü katta olan taraça (tahta-pûşun) için kullanılan 400 kestâne tahtasının her biri altışar akçeden 2.400 ve otuz ağa tahtasının her biri on beşer akçeden 450 akçe tutmaktadır. Trabzanlarına, ikinci katın merdivenlerine ve direklerine toplam 2.000 akçe ve orta katın ön perdesi ve orta bölmesi için 77 su...? tahtası olup her biri on ikişer akçeden toplam 924 akçedir.. Yol tarafına daha önce yaptırdığı taş duvar bütün giderleriyle 3.000 ve beyaz sıvası için 1.500 akçe hesaplanmıştır. Beş odada bulunan beş ocak her biri üç yüzer akçeden 1.500 ve dört perdesinden ikisine 1.000 ve ikisine 600 akçe ve gider borularıyla birlikte iki tuvalet için 1.200 akçe hesaplanmıştır. Yekûn olarak tutan 54.8092

akçeden enkaz fiyatı olan 3.300 akçe çıkarıldıktan sonra el-Hâc Sultan’ın toplam# masrafının 51.509 akçe olduğu mimarlar ve bina işlerinden anlayan uzmanlar tarafından tahmin ve tespit edilmiştir.

Kaydın transkripsiyon edilmiş şekli aşağıdadır:

Mehmet Efendi Vakfı’na Ait Hacı Sultan’ın Tamir Ettirdiği Evin Keşfi

Soğukçeşme Sokağı'ndaki evler (Fossati)

Mahmiye-i İstanbul’da vâki‘ merhûm Mehmed Efendi vakfına bi’l-fi‘l mütevellî olan Ahmed Çelebi b. Muharrem mahfil-i kazâda bâ‘isü’l-kitâb el-Hâc Sultan b. el-Hâc Mansur mahzarında takrîr-i kelâm ve bast-ı merâm edip, vakf-ı mezbûrdan olup mahmiye-i mezbûrede Hatîb Muhyiddin mahallesinde vâki‘ bir tarafı vakf-ı mezbûra ve bir tarafı Hatîb Muhyiddin vakfına ve bir tarafı süknâsı mahalle-i merkūme müezzinine meşrûta olan menzile ve taraf-ı râbi‘i tarîk-i âmma müntehî olup, iki bâb odaları ve altlarında bir mahzeni müştemil olan menzil icâre-i mu‘accele-i ma‘lûme ve ayda kırk akçe icâre-i müeccele ile mezbûr el-Hâc Sultan’ın tasarrufunda idi. Lâkin menzil-i mezkûr sâbıkan büyût-ı müte‘addideyi müştemil iken mürûr-ı eyyâm ve kürûr-ı a‘vâm ile harâbe müşrif olup müceddeden binâya cânib-i vakıfda müsâ‘ade olmamağın, merkūm el-Hâc Sultan üslûb-ı sâbık üzre kendi malıyla binâ edip ba‘dehû ne mikdâr meblağ sarf olunursa icâre-i mu‘accelesine mahsûb ve icâre-i müeccelesi ayda otuz akçe olmak üzre izin vermişdim. Hâlâ mezbûr el-Hâc Sultan menzil-i mezkûru kemâ-yenbağī müceddeden binâ etmeğin kıbel-i şer‘den âdem gönderilip ne mikdâr meblağ ile tecdîd olunduğu tahmîn ve mertebe-i tahammülü görülüp tahrîr olunmasın taleb ederim dedikde, cânib-i şer‘-i kavîmden fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Ahmed Efendi b. el-merhûm Abdülhalîm Efendi irsâl olunup hâssa mi‘mârlardan Musli Çelebi b. Hüsameddin ve Ali ve zeyl-i kitâbda isimleri mastûr olan Müslimîn ile üzerine varılıp nazar olundukda fi’l-vâki‘ menzil-i merkūmda vâki‘ mahzenin üzerinde iki bâb ve onların üzerinde üç bâb odalar müceddeden binâ olunmuş bulunup, cümlesinin üst katı mesâha ol[un]dukda tûlen ve arzan hesâb-ı şatrancî üzre üç yüz altmış zirâ‘ olup her zirâ‘ı ellişer akçeden on sekiz bin akçe, zikr olunan iki bâb odaların ve üzerinde olan üç bâb odaların döşemeleri dahi mesâha olundukda tûlen ve arzan bi-hesâb-ı mezbûr iki yüz altmış sekiz zirâ‘ olup her zirâ‘ı kırkar akçeden on bin yedi yüz yirmi akçe ve zikr olunan beş bâb odanın cümle dolma duvarları dahi mesâha olundukda tûlen ve arzan üç yüz yirmi dokuz zirâ‘ olup her zirâ‘ı otuz beş akçeden on bir bin beş yüz on beş akçe ve üçüncü tabakada olan tahta-pûşun dört yüz kestâne tahtası olup her biri altışar akçeden iki bin dört yüz akçe ve otuz ağa tahtası olup her biri on beşer akçeden dört yüz elli akçe ve trabzenlerine ve ikinci tabakanın nerdübânına ve direklerine iki bin akçe ve orta tabakanın ön perdesi ve orta bölmesi için yetmiş yedi su ...? tahtası olup her biri on ikişer akçeden dokuz yüz yirmi dört akçe ve tarîk-i âm tarafına mukaddemâ binâ eylediği taş duvar için cümle levâzımıyla üç bin akçe ve beyaz sıvasına cümle levâzımıyla bin beş yüz akçe ve beş odanın beş ocağına üçer yüz akçeden bin beş yüz akçe ve dört mevzi‘de perdesi olup ikisine bin akçe ve ikisine altı yüz akçe ve iki kenîfine kârîzleriyle bin iki yüz akçe, cem‘an elli bir bin beş yüz dokuz3 akçe olup, bu cümleden üç bin üç yüzü nukzuna ihrâc olundukdan sonra bâkī elli bir bin beş yüz dokuz akçe kalıp menzil-i mezkûru müceddeden binâ olunan mevâzi‘inin meblağ-ı merkūm ile ta‘mîre tahammülü olduğun mi‘mârân-ı mezbûrân ile sâir ahâlî-i vukūf ve erbâb-ı ebniye ve sukūf icmâ‘ ve ittifâk ile tahmîn eylediklerin Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr edip, ba‘dehû gelip meclis-i şer‘de inhâ ve tahrîr etmeğin, mâhüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.4


DİPNOTLAR

1 Benzer bir hesap ya da keşif Hasköy kasabasında yer alan “Kiremitçi Ahmed Çelebi Vakfı’na ait cami, ev ve muallimhânede mütevellisi tarafından yapılan tamiratın maliyetinin” keşfinde görülebilir. Bkz. Tahsin Özcan (haz.), İstanbul Kadı Sicilleri Hasköy Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1085-1090/M. 1674-1679), ed. Coşkun Yılmaz, İstanbul 2011, kayıt: 21 [17a-1], c. 30, s. 52-54.

2 Asıl metinde 51.509 akçe geçmekle birlikte, bu durum kâtip yazımından kaynaklanan bir hata olmalıdır.

3 Asıl metinde bu şekilde geçiyor olmasına karşılık, yapılan hesaba göre toplam miktar 54.809 akçe olmalıdır.

4 Yılmaz Karaca v.dğr. (haz.), İstanbul Kadı Sicilleri İstanbul Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1027/M. 1618), ed. Coşkun Yılmaz, İstanbul 2010, kayıt: 131 [14a-1], c. 13, s. 132-133.


Bu makale Antik Çağ’dan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi adlı eser içerisinde 2015 yılında yayımlanmıştır.

Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.

ALT BAŞLIKLAR
İlgili Makaleler