A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined index: HTTP_ACCEPT_LANGUAGE

Filename: core/Public_Controller.php

Line Number: 89

Backtrace:

File: /var/www/html/application/core/Public_Controller.php
Line: 89
Function: _error_handler

File: /var/www/html/application/core/Public_Controller.php
Line: 51
Function: language_control

File: /var/www/html/index.php
Line: 282
Function: require_once

İSTANBUL’UN TOPOĞRAFYASINA ETKİ EDEN SELLER: 1453’TEN 2000’E | Büyük İstanbul Tarihi

İSTANBUL’UN TOPOĞRAFYASINA ETKİ EDEN SELLER: 1453’TEN 2000’E

İstanbul’un topoğrafik yapısını değiştiren etmenlerden biri de sellerdir. Seller, geçmişte olduğu gibi günümüzde de tüm dünyada etkili olan doğal afetlerdendir. Yaşam üzerindeki olumsuz etkileri ile her an afete dönüşebilen seller, klimatolojik/meteorolojik doğal bir tehlikedir. Selin afete dönüşmesinde iklim özellikleri, yağış miktarı, bitki örtüsü, kuraklık, beşerî etkinlikler ve topoğrafik yapı etkilidir. Tarihin çeşitli dönemlerinde İstanbul, şehir dokusuna tesir eden sellere sahne olmuştur. Bu olayla ilgili olarak Osmanlı arşiv belgelerinde “seylâb”, “tuğyan” ve “feyezan” kelimeleri bazen de su baskını tabiri kullanılmıştır. Bu yazıda, fetihten günümüze şehir topoğrafyasına etki eden önemli seller ana hatlarıyla ele alınacaktır.

24 Ağustos 1553’te Ramazan’ın 14. gecesi yağan şiddetli yağmur, özellikle Kâğıthane’ye büyük hasar vermiş, köyler, bostanlar harap olmuştur. Harman zamanı olduğundan zarar büyüktür. Selin şiddeti ile ağaçlar denize sürüklenmiş, Galata önleri direkler, ağaçlar, ot arabalarıyla dolmuştur.1

19 Eylül 1563’te gece gündüz yağan yağmurla 74 kere yıldırım düşmüş, seller Haliç kıyılarını, Galata sırtlarını, Boğaz’a yakın yerleri, Halkalı, Silivri, Küçükçekmece ve Büyükçekmece’yi âdeta savaş alanına çevirmiştir. Kâğıthane Deresi taşmış, Haliç’te sular yükselmiş kıyıya yakın birçok kasır ve ev yıkılmış hatta Eyüp Sultan Türbesi’nin içi sel sularıyla dolmuştur. Halkalı Deresi’nin taşması ile oluşan sel, o bölgede ava çıkmış Kanunî Sultan Süleyman ve beraberindekilerin sığındıkları İskender Çelebi Sarayı’nı temelinden yıkacak şiddete ulaşmıştır. Sultanı, beraberindeki ağalardan biri sırtına alıp üst kata çıkararak kurtarmıştır. İstanbul’un genelinde büyük tahribat yapan sel, su kemerlerini de yıkmıştır. Mağlova, Uzun Kemer ve Ayvad (Kurt) Kemeri yıkılmış, Kovukkemer ve Güzelce Kemer ise temellerine değin oyulmuştur.2

1618’de üç gün süren yağışın oluşturduğu sellerden pek çok ev yıkılmış, Aksaray Koğacı Mahallesi’ndeki mescitler bir ay süreyle su içinde kalmış, ardından benzeri görülmemiş veba salgını ile nice insan yok olmuştur.

1751 sonbaharında on saat süren yağmurlarla çarşıları su basmış, binalar yıkılmıştır.3 1767 Kasım’ında Kartal tarafına yağan şiddetli yağmur ve dolu, yeni yapılmış caminin çatısını ve duvarlarını yıkmış, köprüler, suyolları harap olmuştur. Hacı Beşir Ağa’nın ve Gümrük Emini İshak Ağa’nın çeşmeleri bozulmuş, yolcular ve çevre halkı sıkıntıya düşmüştür.4 1786 Ağustos’unda Üsküdar’da yağan şiddetli yağmur sonrasında oluşan sel, pazarcıların tüm ürünlerini denize sürüklemiştir.5 Ekim 1789’da ise iki gün süren şiddetli yağmur İstanbul, Eyüp, Kasımpaşa, Galata, Boğaziçi ve Üsküdar’da sele dönüşmüş; çarşılarda hendekler açılmış, evler, hamamlar yıkılmış hatta Mahmutpaşa Mahkemesi, Kasımpaşa Mahkemesi’ni sel almıştır. 60’tan fazla insan selde boğulmuştur. Deniz yüzeyi köprüler, eşyalar, asırlık ağaçlar, yiyecek maddeleri ile kaplanmıştır.6 1790 Mart başındaki yağışlar ise tufan boyutlarındadır.7

1- 12 Temmuz 1490’da Ayasofya ile Iustinianos heykeli arasına yıldırım düşmesi (Schedel)

1811 yazında gece başlayan yağmurun oluşturduğu sel, Kâğıthane’de birçok köprü ve binanın yıkılmasına, can kaybına ve hayvanların telef olmasına neden olmuştur. Beşiktaş, sel suları altında kalmış, insanlar denize sürüklenmiş, hamamda çalışanlar sel suyunun hamama dolması ile boğulmuşlardır. Selin şiddetinden köprü denize sürüklenmiş, civardaki değirmen, dükkân ve bostancı kışlası yıkılmıştır.8 Seller 1866 yılında Eyüp halkına yine zorluklar yaşatmıştır. Kullanılamaz hâle gelen köprüler tamir edilip dereler temizlenmiş, biriken moloz dubalarla nakledilmiştir.9 1884 yılında üç defa taşan Kâğıthane Deresi, tarım ve hayvancılık alanlarına büyük zarar vermiştir. 1887 Kasım’ında iki gün süren yağmur, caddeleri sel yatağına çevirmiştir. Şehremaneti, sel suyunu kanallar içine almak için çalışmalar yapmıştır. 1888 Mayıs’ında oluşan sel, Baltalimanı ve Bebek semtlerinde büyük tahribata neden olmuştur. Aralık 1888’de birkaç gün süren şiddetli yağmurlar Kâğıthane Deresi’ni taşırmış, yollar ulaşıma kapanmış, evleri sular basmıştır. Seller, Çırpıcı Çayırı’nı kaplamış, Basmahane Fabrikası yanındaki kâgir köprünün üstünü aşmıştır.10 1889 yılı kış mevsiminde oluşan seller yine Kâğıthane Deresi’ni taşırmış, selin getirdiği kumlar dereyi neredeyse tıkamıştır.

1891 Ağustos’undaki sel ve taşkınlar, İstanbul’un pek çok semtine zarar vermiştir. Kâğıthane çevresine taşmış, Alibeyköy Köprüsü yıkılmıştır. Aksaray, Halıcılar, Cibali’de evlerin duvar ve çatıları çökmüş, Bayrampaşa’dan gelen sel, Sulukule’ye zarar vermiş, bostanlar, Fener, Balat ve Eyüp’te evler, dükkânlar sular altında kalmıştır. Bakırköy’de tren köprüsü ve demiryolunun bazı bölümleri zarar görmüştür. Ayamama Deresi, demiryolu hattına kadar gelmiş, seferler durmuş, telgraf telleri bozulmuştur. Dolapdere, Ihlamur Deresi, Haydarpaşa Deresi taşmış; Beşiktaş, Ortaköy, Üsküdar, Çengelköy, Kuzguncuk gibi Boğaziçi’nin her iki yakasında büyük tahribat ve can kayıpları olmuştur. Selden zarar görenlerin ihtiyaçlarının giderilmesi için padişah fermanı verilmiş, zararın maddi boyutları ve yardımın meblağı 56.110 kuruş olarak belirlenmiştir.11 Sel, su sistemine, bentler ve kemerlere büyük zararlar vermiş; altyapı tesisleri, yollar, kaldırımlar bozulmuştur.12 1892 Ocak ayındaki sel, Kırkçeşme, Halkalı ve Taksim suyollarına büyük zarar vermiştir.13 Sel felaketinde koyunlar telef olduğundan İstanbul ve Çatalca’daki Osmanlı askerlerinin et ihtiyacı sığır etinden karşılanmıştır.14

2- İstanbul’da fırtınalı bir hava (Maxwell)

1911 Eylül sonunda gece yağan yağmur, Su Kumpanyası’nın yaptırdığı Göksu Bendi’ni yıkmıştır. Dere taşınca iki köprü ile yakınlardaki kereste depolarını dağıtmış, 45 kişi selden kurtarılmıştır.15

1921 yılı Ağustos’unda uzun süreli bir kuraklık sonrasında oluşan seller pek çok semte hasar vermiştir. Aksaray ve Eminönü’nde ulaşım aksamıştır. Kâğıthane Deresi yine taşarak çevreye zarar vermiştir.16 1924 Haziran’ındaki şiddetli yağmurlarla, sokaklar derelere dönüşmüş, evlerin alt katlarını sular basmış, bostanlar, bahçeler harap olmuş, hayvanlar telef olmuştur. Kurbağalıdere taşmış, Kızıltoprak, Kuşdili ve Yoğurtçu çayırlarını kaplamıştır. Kasımpaşa’da 500’den fazla ev sular altında kalmıştır. Topkapı, Aksaray, Eyüp, Beşiktaş, Samatya ve Beyoğlu’nda evleri sular basmıştır. Veliefendi Çayırı 3 m derinliğinde bir göle dönmüştür. Köy yolları bozulmuş, ekili alanların %80’i hasar görmüştür.17 1924 yılı 6 Ağustos’unda üç gün süren yağmur, büyük maddi hasarlara yol açmış; sellerin getirdiği taş, kum ve çöpler sokakları doldurmuş, evler temellerinden sürüklenmiştir. Eyüp ve Kasımpaşa selden en çok etkilenen semtlerdir. Sel suları, İslam Bey, Bülbül Deresi ve Gümüşsuyu’nun mecralarını değiştirmiş, can ve mal kaybına yol açmıştır. Bakırköy’de trenler, Yeşilköy’de hangardaki uçaklar hasara uğramıştır. Fatih, Topkapı ve Saraçhane’den gelen sular, Yenibahçe Deresi’nin suları ile birleşince Aksaray bir göle dönmüştür. İstanbul Valiliği’ne sunulan polis merkezlerinin raporlarında zararın bilançosu 500.000 liradan fazladır. Karagümrük, Büyükdere, Aksaray, Şehremini, Unkapanı, Beyazıt, Kasımpaşa, Beyoğlu Pangaltı, Arnavutköy, Samatya, Hasköy ve Eyüp’te yıkılan evlerin toplamı 400’e ulaşmıştır. Demiryolu ve tramvay hatları bozulmuş, ulaşım aksamıştır. Ekili alanlar, harmanlardaki hububat, bostanların da harap olması gıda fiyatlarının yükselişine neden olmuştur. Ziraat Bankası’ndan selzedelere yardım yapılması kararlaştırılmıştır.18 Evleri yıkılanların emlak vergilerini ödemeleri ertelenmiştir.19 1924 Ekim’inde yine yağmur sonrası oluşan selde Üsküdar, Eyüp ve Kasımpaşa semtlerinde maddi hasar oluşmuştur. Beyoğlu’nda yıkılan evlerin enkazından 16 kişi kurtarılmıştır.20

3- 1950’li yıllarda Karaköy-Tophane arasındaki yollar su altında (İBB, Kültür A.Ş. )

27 Ekim 1927’de oluşan sel; Eminönü, Beşiktaş ve Aksaray’da etkili olmuş, otomobiller suya gömülmüş, tramvay seferleri durmuştur. Beykoz ve Anadoluhisarı’nda evleri sular basmış, Beyoğlu’nda Emin Camii’nin duvarları yıkılmıştır. 18 Aralık 1927’de sel Ayamama ve Çırpıcı derelerini taşırmış. Bahçe Deresi, Aksaray, Langa ve Yenikapı arasını bataklık hâline getirmiştir. Ayazma Deresi’nin mecrası patlamış, Akıntıburnu’ndaki rıhtımı doldurmuştur. Ortaköy Deresi, Kadıköy’de Kuşdili ve Kurbağalıdere, Göksu, Küçüksu dereleri taşmıştır. Günlerdir devam eden yağmurlar 27 Aralık’ta, Edirnekapı’da bir evin çökmesine neden olmuş, bunun üzerine çürük evler belirlenerek sahipleri uyarılmıştır. 1929 Eylül’ünde Yenibahçe Deresi taşmış, Aksaray’da evlerin alt katları sular altında kalmıştır. Kasımda oluşan sel, Kâğıthane ve Kemerburgaz’da etkili olmuş, bu selde 2 çocuk boğulmuştur.

5 Ekim 1930’da sel, Kâğıthane, Göksu, Ortaköy, Kasımpaşa, Yenibahçe, Alibeyköy derelerini taşırmış; Aksaray, Eyüp ve Yenibahçe’de evleri sular basmıştır. Kurbağalıdere kısmen çamurla kaplanmıştır. 12 Temmuz 1935’te 20 dakika yağan şiddetli yağmur sele dönüştüğünde taşıntılar lağımların ağızlarını tıkayarak Tophane ve Eminönü’nü göle çevirmiştir. 1936 yılı Temmuz ve Eylül arasındaki yaz yağmurları şehrin Aksaray, Kasımpaşa, Eminönü ve Beşiktaş gibi çukurda kalan semtlerini su altında bırakmış, ulaşım ve haberleşme aksamıştır. Kâğıthane Deresi taşıp ekili alanları mahvetmiştir. 1938’de 3 Mayıs ve 14-15 Eylül’deki yağışlarla sele dönüşen yollarda ulaşım aksamıştır. Kurbağalıdere ve Ortaköy Deresi taşmış, evleri su basmıştır. 21

1942 yılı Ekim başındaki yağışlar, meydanları göle çevirmiş, tramvay ve araçlar işleyememiş. Karagümrük, Malta, Eyüp, Kasımpaşa, Nişantaşı ve Beşiktaş’ta su baskınları olmuştur. 19-20 Ekim’deki yağışta Beykoz Deri Fabrikası’nı, Sirkeci’deki gümrük ambarlarını, Silahtarağa Elektrik Santrali’ni su basmış, bazı semtlere elektrik verilememiştir. Kâğıthane Deresi yine bu yağışlarda taşmış, dere kenarındaki yollar suyun altında kalmıştır. 1944 yazı 13 Temmuz ve 25 Ağustos’taki yağışlar sebebiyle can ve mal kaybına yol açmıştır. Fener’de bir kadın selden boğulmuştur. 25 Ağustos’ta Kasımpaşa, Aksaray, Dolmabahçe, Kabataş, Ortaköy, Beşiktaş, Sirkeci’de sel, işyerlerine ve evlere hasar vermiştir. 1945 Ağustos’unda kurak bir yaz yaşanırken yağan yağmur sele neden olmuş; Üsküdar, Kasımpaşa, Aksaray, Kumkapı, Şehremini’nde sokak ve caddeler sular altında kalmıştır. 1948’in 27 Haziran’ında, Silivri ve Çatalca’daki sel, tarım arazilerini ve mahsulü harap etmiştir.

1951 yılı Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarındaki yağışlar, can ve mal kayıplarına yol açmıştır. Haziran’da 2 kişi selden ölmüş, Temmuz’da 10 ölüm, 9 yaralanma, 223 ev hasarı ve 2.000 evde su baskını olmuş, binalar çatlamış, kaldırımlar sökülmüştür. Arnavutköy ile Bebek arası kalın bir çamurla kaplanmış. Ayasofya Müzesi’nde oluşan tahribatla birlikte Ağustos’taki selin zararı milyon liraya yaklaşmıştır. 18 Ağustos 1955’te seller; Karagümrük, Samatya, Sarıgüzel, Langa Küçükmustafapaşa, Şehremini, Eyüp, Kumkapı, Balat ve Kasımpaşa semtlerinde etkili olmuştur. Aynı yılın Kasım ortasında ise caddeler çamurla kaplanmış; Yenikapı, Kumkapı, Eyüp, Balat, Kasımpaşa, Karaköy, Kadıköy, Bebek, Kâğıthane, Taşlıtarla, Bakırköy semtlerinde su baskınları olmuş. Fatih’te yağmur sonucu çöken apartmanda 14 kişi ölmüş, 3 kişi yaralanmıştır. 1957 yılı 22 Ağustos’unda son 10 yılın en şiddetli yaz yağmuru ile m2’ye 25 kg yağış düşmüş, 150’den fazla ev sular altında kalmış, meydanlar göle dönüşmüştür. 18 Mart 1958’de şiddetli yağmurlar, Elmalı ve Bahçeköy’deki bentleri taşırmış, suyu boşaltılamayan 1.500 ev halkı tahliye edilmiştir. 1959 yılı Mayıs, Temmuz, Kasım ve Aralık aylarındaki yağışların verdiği zarar, bazı semtlerdeki su baskınlarının yanı sıra Kadıköy’deki telefon santralini etkilemiş, iletişim ve yurt içi hava ulaşımı aksamıştır. Beşiktaş Yıldız yolu, Vatan Caddesi ve Zeytinburnu göl hâline gelmiştir.22

4- 1950’li yıllarda Aksaray’da Pertevniyal Valide Sultan Camii önü ve su içinde kalan belediye otobüsü (İBB, Kültür A.Ş.)

1961 yılının ilk günündeki yağış, özellikle Zeytinburnu’nun çukur bölgelerindeki evleri sular altında bırakmıştır. 1965 Kasım ve Aralık aylarındaki yağışlarla caddeler, sokaklar, meydanlar sular altında kalmış; 30’dan fazla evi su basmıştır. 20 Ağustos 1968’de Fener, Balat, Cibali, Eminönü, Kumkapı, Kasımpaşa, Sirkeci, Demirkapı semtlerini ve Vatan Caddesi’ni sular kaplamıştır.

1974 yılı Mayıs’ında 2 gün süren yağışlar, Kâğıthane Deresi’ni taşırmış 1.000’den fazla ev sular altında kalmış, 3 kişi ölmüş, dere kenarındaki bir fabrikada milyonlarca lira zarar oluşmuştur.23 Kâğıthane Deresi ve Alibeyköy Deresi 4373 sayılı kanuna göre taşkın sınırı içinde kalan sahalar olarak kabul edilmiş, Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu kapsamına alınmıştır.24

1981 yılının 10 Ocak ile 19 ve 26 Ağustos’taki yağışları, su baskınlarına ve trafik kazalarına neden olmuştur. 1987 yaz yağmurlarında sele kapılan 2 kişi boğularak ölmüştür. Feriköy Deresi’nde ve Gaziosmanpaşa’daki İSKİ kolektörlerinin patlaması ile caddeler l,5 m su altında kalmıştır. Telefon santralleri ve elektrik dağıtımı bozulmuş, İtfaiye, DSİ, Köy Hizmetleri ve Askeriye yardıma koşmuştur. 1988 yılının Kasım ve Aralık aylarındaki yağışlar yine Alibeyköy’ü etkilemiştir. 1989 yılı Ekim ve Kasım yağışlarında trafik kazaları oluştuğu gibi yollarda çökmeler olmuş, pek çok semtte su baskınları yaşanmıştır.25

5- Sular altında bir İstanbul caddesi. Arka planda Şişli-Beyazıt dolmuşu (İBB, Kültür A.Ş.)

1990 Ağustos başındaki yağışlar sel baskınlarına ve maddi kayıplara neden olmuştur. 30 Haziran 1992’de 55 bölgede su baskınları olmuş. 1994’te 12 Ağustos sabahı başlayan yağış, yaklaşık 300 ev ve işyerini sular altında bırakmıştır. 1995 Temmuz yağışlarında ise 1.284 ev ve işyerini su basmış; Halkalı’da bir kadın boğulmuştur. Ayamama, Küçüksu, Turşucu ve Kurbağalıdere taşmış, selin çekildiği yerleri dolduran çamur büyük hasar vermiştir. 1996 Eylül sabahı oluşan sel, yolları göl hâline getirmiş, çok sayıda trafik kazası oluşmuş hatta fırtına yüzünden Boğaz bir süre trafiğe kapatılmıştır. Ocak, Haziran, Temmuz, Eylül ve Kasım 1997’de oluşan su baskınları, İstanbul’un altyapı yetersizliğinin kanıtı olmuştur. Dereler taşmış, seller can ve mal kayıplarına yol açmıştır. 1998 yılı Nisan sonu yağışları Silivri ve çevresinde etkili olmuş, İstanbul’da ulaşım aksamıştır. Eylül sonundaki yağışta yine evler, okullar, işyerleri hatta Halkalı Tren Garı sular altında kalmıştır. 1999 Ekim’inin son günündeki yağışla D 100, TEM ve bağlantı yollarında 100 trafik kazası meydana gelmiştir.26

İmparatorluklar başkenti olan ve Byzantion, Konstantinopolis, Kostantiniye, Âsitane olarak isimlendirilmiş İstanbul’da tarihsel süreç içinde pek çok sel yaşanmıştır. Ayamama Deresi, yüzyıllar öncesinde de taşmış, can ve mal kayıplarına neden olmuştur. Alibeyköy’de geçmiş yüzyıllarda yine su baskınları yaşanmıştır. Osmanlı’da risk taşıyan bölgeler, günümüzde de aynı riskleri taşımaktadır. Derelerin taşkın ve sel riski taşıması kaçınılmaz olaylardandır. Sellerin taşıdığı kumlar, molozlar dere yataklarını doldurmuş, temizlemenin maliyeti büyük olmuştur. Taşan dereler, altyapı sistemlerini yıkmış, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmüş, taşıntılarla limanları doldurmuştur. Günümüzde küresel iklim değişikliklerine bağlı olarak ani yağışlar nedeniyle seller oluşmaktadır.

İstanbul’da topoğrafyanın değişmesi ile vadiler kentleşmiş, yerleşime açılmış, hava ve su koridorları kapanıp sel riskleri artmıştır. Seller ve çamur akıntıları yine İstanbul’un topoğrafyasını değiştirmektedir. Sel sonrasında yapılan dere ıslah çalışmaları ile dereler, kanallar içinde yollar altına alınmış, vadi tabanlarının sunduğu ulaşım kolaylığı ile buralar trafiğe açılmıştır. Su toplama havzalarının beslediği yüzey suyu akış rotalarındaki yapılaşma, yüzey sularının doğal eğimlerine engel olmakta, sel felaketine zemin hazırlamaktadır. Afetleri önlemek için yapılmış yasal düzenlemeler, kimi zaman zarar tazminlerine yönelik olduğu gibi fiziki çevrenin yeniden inşasına da yönelik olmaktadır.


DİPNOTLAR

1 Mustafa Cezar, Osmanlı Devrinde İstanbul Yapılarında Tahribat Yapan Yangınlar ve Tabii Afetler, İstanbul 1963, s. 60.

2 Kazım Çeçen, İstanbul’un Osmanlı Dönemi Suyolları, haz. Celâl Kolay, İstanbul 2000, s. 46.

3 Said Öztürk, “İstanbul ve Çevresinde Toplum Hayatını Etkileyen Tabii Afetler ve Ekonomik Kayıpları”, Afetlerin Gölgesinde İstanbul, İstanbul 2009, s. 393.

4 BOA, C.BLD, 101/5016, 9 Ca 1181.

5 Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi: İstanbul’un Uzun Dört yılı (1785-1789), haz. Feridun Emecan, İstanbul 2003, s. 162.

6 Taylesanizâde Tarihi, s. 422.

7 Ahmet Cevdet Paşa, Târih, İstanbul 1973, c. 5, s. 37.

8 Cevdet, Târih, İstanbul 1974, c. 9, s. 281.

9 BOA, A.MKT.MHM, 366/57, 23 C 1283.

10 Öztürk, “İstanbul ve Çevresinde Toplum Hayatını Etkileyen Tabii Afetler”, s. 396.

11 BOA, DH.MKT, 1914/86.

12 BOA, İ.DH, 1245/97577, 19/S/1309.

13 BOA, DH.MKT, 1292/115.

14 BOA, MV, 124/4, 1 M 1327.

15 BOA, DH.İD, 41/22.

16 BOA, DH.İ.UM.EK, 123/24, 14 R 1340.

17 Vatan, 22, 23, 24 Haziran 1924.

18 Yaşar Tolga Cora, “1924 İstanbul Seli Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da”, Toplumsal Tarih, 2006, sy. 146, s. 70-73.

19 Cumhuriyet Arşivi, Fon Kodu: 30.18.1.1 Yer No. 10.39.6, 789/125-18, Tarih: 10/8/1924.

20 Vakit, 12 Ekim 1924.

21 Talha Gönüllü, “Cumhuriyet Dönemi İstanbul’unda Doğal Felaketlere Can Kaybı, Ekonomik ve Çevre Kayıpları Yönüyle Bakış”, Afetlerin Gölgesinde İstanbul, İstanbul 2009, s. 459-460.

22 Gönüllü, “Cumhuriyet Dönemi İstanbul’unda Doğal Felaketlere Can Kaybı”, s. 462-464.

23 Türkiye, 13 Mayıs 1974.

24 Cumhuriyet Arşivi, sayı: 104547, Dosya: 99-2561346, Fon kodu: 30.18.1.2. Yer No: 338614, Tarih: 4/8/1975.

25 Gönüllü, “Cumhuriyet Dönemi İstanbul’unda Doğal Felaketlere Can Kaybı”, s. 466-468.

26 Milliyet, http://www.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?Keyword=%C4%B0stanbul’da-sel&aType=ArsivAramaSonuc&PAGE=3.


Bu makale Antik Çağ’dan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi adlı eser içerisinde 2015 yılında yayımlanmıştır.

Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.

ALT BAŞLIKLAR