A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined index: HTTP_ACCEPT_LANGUAGE

Filename: core/Public_Controller.php

Line Number: 89

Backtrace:

File: /var/www/html/application/core/Public_Controller.php
Line: 89
Function: _error_handler

File: /var/www/html/application/core/Public_Controller.php
Line: 51
Function: language_control

File: /var/www/html/index.php
Line: 282
Function: require_once

OSMANLI HARİTALARINDA İSTANBUL | Büyük İstanbul Tarihi

OSMANLI HARİTALARINDA İSTANBUL

Osmanlılar tarafından çizilen ilk İstanbul haritaları, tasvirî harita olarak da nitelenen minyatürlerdir. Kâtib Çelebi’nin “Şekl-i Haliç ve Konstantiniyye” haritası dışında Osmanlılar tarafından çizilen herhangi bir XVII. yüzyıl İstanbul haritası henüz tespit edilmemiştir. Bundan önceki yüzyıllara ait haritalar ise Batılılara aittir. Bu yazıda, Osmanlılar tarafından hazırlanan ilk tasvirî İstanbul çizimleri ve haritaları ana hatlarıyla ele alınacak ve Osmanlı dönemi İstanbul haritacılığının gelişimi üzerinde durulacaktır.

İstanbul’un ilk tasvirli (minyatürlü) haritaları toponomik özellikler taşımaları bakımından bir çeşit kara atlası özelliğinde olup yön ve ölçekten mahrumdur.1 Bunların ilk örneklerinden biri ünlü Türk denizci ve kartografı Pîrî Reis’e aittir. Onun Kitab-ı Bahriye adlı eserinde muhtelif yazma nüshalarında çeşitli İstanbul çizimleri yer almaktadır.2 Minyatürlü bir İstanbul haritası mevcuttur.3 Bu harita suriçi İstanbul’u ile Eyüpsultan, Galata, Üsküdar ve Boğaziçi’nin yerleşim yoğunluğunu göstermesinin yanında büyük camileri, sarayları, kaleleri, bostanları ve akarsuları da göstermektedir (Harita 1).

Matrakçı Nasûh’un (ö. 1564 ?) Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn adlı eserinde yer alan İstanbul minyatüründe karakteristik özellikler taşıyan İstanbul topoğrafyası ile karşılaşırız. Burada İstanbul; diğer bir tabir ile “nefs-i İstanbul” ile ona bağlı kadılık bölgeleri olan ve “Bilad-ı Selase” diye adlandırılan Galata, Eyüp ve Üsküdar’dan müteşekkil bir topoğrafyaya sahiptir (Harita 2).

1

Seyyid Lokman’ın (ö. 1601’den sonra) Hünernâmesi’nde yer alan İstanbul minyatüründe şehrin suriçindeki yoğun yerleşimi dikkat çekmektedir. Özellikle Eski Saray ve Topkapı Sarayı ile büyük külliyelerin oluşturduğu yapı komplekslerinin çevrelediği mahalleler ve semtler kuzey-güney ve doğu-batı aksındaki yapı yoğunluğuyla göze çarpmaktadır. Muntazam surlar, Haliç’in kıyı şeridinin ferahlığı, Adalar’ın bir yerleşim bölgesi hâline dönüşmemiş şekli göze çarpar (Harita 3).

2

XVII. yüzyılın İstanbul’unda 8 dükkânda çalışan 15 kişilik bir haritacı esnafı mevcuttu. Ancak bunlardan bize intikal eden İstanbul haritası bulunmamaktadır. Kâtib Çelebi’nin (ö. 1657) Cihannümâ adlı eserinde “Şekl-i Haliç ve Konstantiniyye” ismiyle yer alan İstanbul haritası4 yer adlarının tespiti bakımından önemlidir. Haritada semtler, iskeleler, kale kapıları, bazı saray ve yalıların isimleri yer almaktadır. Bu harita, XVII. yüzyıl İstanbul topoğrafyası açısından önemli bir kaynak özeliğine de sahiptir (Harita 4).

1818’de İstanbul’da harita subayı yetiştirmek üzere bir okul açılması haritacılık çalışmalarına verilen önemi göstermektedir. Mühendishane-i Berrî ve Bahrî müfredatlarında harita yapımı ile ilgili dersler yer almış, 1853’te bu okullardan mezun olan 32 subaydan 4’ü “harita subayı” olarak mezun olmuştur.5

II. Mahmud zamanında Osmanlı ordusunda subay olarak görev yapan Helmuth von Moltke 1836/1837 yılları arasında İstanbul’un 1:25.000 ölçekli haritasını yapmıştır.6 18 Kasım 1813’de II. Mahmud’a sunulan ve üzerindeki tanımlamaların Osmanlıca yazıldığı, Mora tercümanlığı da yapan Konstantin Kaminar’ın İstanbul ve İstanbul Boğazı haritası, şehri ve çevresini yansıtması açısından önemli bir çalışmadır. Haritada Bentlerdeki su tesisleri, Boğaz girişindeki Rumeli ve Anadolu fenerlerinin ve yerleşim alanları gösterilmektedir.7 (Harita 5)

3

Mühendishane-i Berrî-i Hümayun’da tersim edildiği tahmin edilen 1846 tarihli el yapımı İstanbul ve Boğaziçi haritası döneminin topoğrafyasını yansıtması ve haritacılık terimlerinin kullanılması bakımından önemli bir haritadır8 (Harita 6).

Sultan II. Abdülhamid döneminde çizilen haritaların çoğu mühendishane ürünü olup dönemin karakteristik özelliklerini göstermesi bakımından son derece önemlidir. Özellikle 1876 yılında Harp Okulu ders programları coğrafya ve topoğrafya konularına ağırlık verilerek yeniden düzenlenmiştir.9 Üretilen haritalar İstanbul’un güzelliğinin bir bakıma topoğrafik sunumu niteliğindedir. Örneklerini vereceğimiz haritaların birçoğu dönemin padişahı Sultan II. Abdülhamid’e sunulmuş ve kütüphanede muhafaza edilmiştir:

4

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Beşinci Şube’de müstahdem piyade miralaylarından Seyyid Mehmed Muhyiddin ve Yaver-i Harb-i Hazret-i Şehriyarî Mirliva Seyyid Yusuf Ziyaeddin efendilerin çizmiş olduğu İstanbul haritası. 1:210.000 ölçekli haritada İstanbul ve Boğaziçi’nin yerleşim yoğunluğunu göstermektedir10 (Harita 7).

5

Yine Sultan II. Abdülhamid’e arz edilen, Mühendis Hübner tarafından tersim edilen harita. Bu harita, İstanbul’un mahalle isimlerini göstermesi bakımından önemlidir. Bunun yanında sokak ve cadde yapısını, bostanları, surları, askerî ve resmî yapıları ayrı bir renkskalasında göstermektedir11 (Harita 8).

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Beşinci Fen Şubesi Resimhanesi’nde görevli piyade binbaşılarından Süleyman Asaf Efendi’nin yine padişaha sunduğu İstanbul Boğazı haritası. 1:36.500 ölçekli harita görsel bakımdan göz doldurması yanında harita yapımının seviyesi hakkında fikir vermektedir12 (Harita 9).

Bir başka harita da 1845 yılında Mühendishane-i Hümayun talebeleri tarafından çizilmiştir. Harita Darüssaltanat-ı seniyye ve surdışı İstanbul ile Galata, Üsküdar ve Boğaziçi’ni kapsamaktadır. Buralarda mevcut bina ve kışlaları, yolları, iskeleleri, bağ ve bostanları göstermektedir. Haritada ayrıca İstanbul’daki camilerin isimlerini, yokuşları, meşhur sokak ve caddeleri, hamam ve çeşmeleri gösteren bir liste de vardır.13

İstanbul’un tarihsel topoğrafyasını inceleyeceğimiz kaynakların en önemlilerinden biri hiç kuşkusuz II. Abdülhamid döneminde üretilen haritalardır. Eski şehir haritalarının günümüze kadar ulaşması İstanbul için önemli bir hazine niteliğindedir. Çoğunluğunu eski Şehremaneti Hey’et-i Fenniyesi’nin ürettiği bu haritalar, üretildiği dönem ve daha sonraki zamanlarda yapılan çalışmalarda, daha ziyade imar planlarının hazırlanması, su izale hatlarının yapılması gibi faaliyetlerde olduğu üzere, altlık olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise bu planlar daha çok tarihî eserlerin tespitinde ve restorasyon çalışmalarında kullanılmaktadır. Bu haritalardan belli başlıları ise şunlardır:

6

7

8

  1. Yangın haritaları14
  2. 1904-1906 yıllarında üretilen Charles Edouard Goad’ın İstanbul sigorta haritaları
  3. 1913-1914 yılları arasında üretilen ve “Alman Mavileri” adı ile ünlenen İstanbul haritaları
  4. Şehremaneti Hey’et-i Fenniyesi Müdürü Necib Bey’in üretmiş olduğu İstanbul haritaları
  5. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye’nin çizdiği İstanbul haritaları
  6. Kadastro, ifraz, istimlak ve istikamet haritaları.

9

10

11

Charles Edouard Goad’ın İstanbul Sigorta Haritaları

İnşaat mühendisi olan Charles Edouard Goad’ın 1904-1906 yılları arasında ürettiği haritalar, üç cildi İstanbul’a bir cildi İzmir’e ait olmak üzere toplam dört cilttir. Birinci cilt, Stamboul adıyla 20 paftadan; ikinci cilt, Pera-Galata adıyla 19 paftadan, üçüncü cilt ise Kadi-Keui adıyla 15 paftadan oluşmaktadır. 1/3.600 ve 1/800 ölçekli olan bu paftalar İstanbul’da faaliyet gösteren sigorta şirketleri tarafından yaptırılmıştır. Bu haritalar, Osmanlı dönemi İstanbul’una ait ilk sigorta haritaları olması açısından ayrı bir öneme sahiptirler. Haritalar binaların sigortalanmasında referans kaynağı olarak gösterilmek amacıyla üretilmiştir. Bu haritalarda daha çok Avrupalı veya yabancı sermayenin yoğunlaştığı bölgelere ağırlık verildiğinden bu yerler ile Müslüman mahalleleri arasındaki farkı da görmek mümkün olmaktadır.

Goad’ın haritalarının yapıldığı dönemde İstanbul’un nirengi sistemi henüz mevcut değildir. Osmanlı’da jeolojik ölçmelere dayalı nirengi ağının kurulması ve bu ölçmelere dayalı harita alımı 1909’da Albay Mehmed Şevki Bey’in yönetiminde başlamıştır.15 Bu nedenle Goad haritaları, dönemin İstanbul’unda mevziî bir koordinat sistemine dayalı olarak sigorta şirketlerinin talebi doğrultusunda üretilmiştir.

Goad’ın yapmış olduğu haritalar incelendiğinde, İstanbul’un henüz ahşap ve az katlı binaların çoğunlukta olduğu bir şehir hüviyetinde olduğu görülür. Özellikle sigorta şirketleri için önemli olan verileri harita üzerine yüklediğinden, bu haritalardan şehir dokusu hakkında ayrıntılı bilgiler edinmek mümkündür. Taş, özellikle gelişmekte olan Teşvikiye ve Nişantaşı gibi bazı semtlerde, kamusal binalarda, ticari ve dinî yapılarda kullanılmaktadır. Bu dönemde Eminönü’ndeki Vakıf Han henüz inşa edilmemiştir, Haliç kıyısındaki antrepolar ise ahşap durumdadır.

Haritaların İstanbul kısmı 19 paftadan oluşmaktadır. Anahtar pafta 1 numaralı pafta kabul edilmektedir. 2 numaralı pafta Unkapanı Köprüsü’nün Eminönü tarafında yer alırken 20 numaralı pafta Cibali bölgesinde kalmaktadır. Bu da haritanın İstanbul bölgesinin kıyı kesimlerinde dönemin sigorta potansiyelini taşıyan tüm topoğrafyasını kuşattığını gösterir. Unkapanı Köprüsü’nden Sirkeci Garı ve Topkapı Sarayı’na kadar olan bölüm kıyı şeridini izleyerek Topkapı’dan Divanyolu’nu takip eder ve Seraskerliğe (İstanbul Üniversitesi), oradan da Süleymaniye Camii altından geçerek Cibali’ye ulaşır.

Bu bölüm dönemin İstanbul’undaki ticaret havzasının büyük bir kısmını içermektedir. Bu ciltte ada numaraları 12’den başlamakta 430’da bitmektedir. Ayrıca 2. cilt 24 numaradan başladığına göre 21, 22 ve 23. paftalar planlanmasına rağmen tamamlanamamıştır.

Galata-Pera bölgesinin paftaları 24’ten başlamakta 45’te bitmektedir. Numaraları verilen 31, 32, 33 ve 34 numaralı paftalar bulunmamaktadır. 46-50 numaralar arası paftalar da tamamlanamamıştır.

Kadıköy bölgesi paftaları ise 51’den başlamakta 64’te bitmektedir. Kadıköy’ün sigorta potansiyeli harita siparişi verenler için önemli olmalıdır ki İstanbul ve Galata bölgesinde birçok yer boş bırakılırken bu bölge haritaları tamamlanmıştır.

Goad haritalarının tafsilatlı bir lejandı vardır. Lejantta binaların inşa teknikleri, renklerin anlamı, duvar çeşitleri, apartman aydınlıkları, itfaiye ekip merkezleri, kapı ve kepenk türleri, çatı çeşitleri, bina yükseklikleri, numarataj mantığı, kısaltmalarının anlamı, yangınla mücadele aletleri ve diğer bina unsurları ayrıntılı bir şekilde gösterilmektedir16 (Harita 10).

Alman Mavileri17

İstanbul’un kent planlamasına temel oluşturacak harita alımı için ilk adım İstanbul Şehremaneti’nce, Halil Edhem Bey’in şehreminliği döneminde (20 Temmuz 1909-6 Ocak 1910) atılmıştır. Bu haritaların oluşturulması için gereken “nirengi sistemi kurma işi” Fransız Topoğrafya Cemiyeti’ne havale edilmiştir. Fransız plancılar Galata Kulesi merkezli bir nirengi sistemi kurarak, ölçümlerini 1911 yılında tamamlamışlardır. Nirengiye dayanan harita alma işi 1913 yılında Deutsches Syndikat für staedtebauliche Arbeiten firmasına ihale edilmiştir. Bu firmanın ölçümlerinden elde edilen bilgiler Almanya’ya gönderilerek çizimleri Almanya’da gerçekleştirilmiştir. Türkiye’ye geldikten sonra bunların Osmanlıca kopyaları yapılmıştır.

Her paftası 66x100 cm boyutunda, renkli, 1/1.000 ve 1/500 ölçekli olarak hazırlanan bu haritalarda mahalle veya semt adları, sokak ve cadde, yapı adları, saraylar, elçilik binaları, karakol, itfaiye, belediye vb. resmî binalar; cami, tekke, medrese, mezarlık, hazire, türbe, kilise, sinagog vb. dinî yapılar; kule, duvar, sur, kışla, jandarma karakolu, tersane, atölye, levazım deposu vb. askerî yapılar; hastane, iskele, demiryolu, gar, istasyon türü kamu yapıları adları ve gabarileriyle gösterilmiştir. Semt, mahalle, cadde, sokak ve bina isimleri Türkçe isimlerin Fransızca imlasıyla yazılmıştır. Örneğin “cami” yerine “djami”, “çıkmaz sokak” yerine “tchikmaz sokak” gibi. Adı geçen bu yapılar özellikle 1/500 ölçekli haritalarda plan düzleminde tüm dış konturlarının ölçüleriyle gösterilmesine karşın; yapı malzemesinin cinsi belirtilmemiştir. Alman Mavileri’nde ada ve parsel bilgileri işlenmemiş, birkaç istisna dışında hamamlar ve konutlar çizilmemiştir. Konutlar ada etrafında dönen yaklaşık 0,5 cm kalınlığında gri bir gölge ile gösterilmiştir. Üzerlerindeki tarihlerden de anlaşılacağı gibi, 1913-1914 yıllarında çizilen 1/500 ve 1/1.000 ölçekli haritalar tek yapı ölçeğine kadar inen detayda çizilirken 1918-1921yılları arasında çizilen 1/2.000 ölçekli haritalar, rehber niteliğinde, hangi paftanın hangi bölgeye ait olduğunu göstermek amacıyla yapılmıştır.

Bu haritaların teknik özellikleri incelediğinde şu hususlar dikkat çekmektedir:

Dikdörtgensel koordinat şebekesi: Galata Kulesi’nin merkez koordinatları tarafımızdan bilinmemekle birlikte haritada kuzey ve batı yönünde ele alınmıştır. Koordinatları gösteren rakamlar şebekenin kenarında yazılmıştır. 100 m’ye 100 m’lik simetrik kareler ve 10.000 m2’lik aynı alanlar hâlinde oluşturulmuş koordinat şebekesinin yardımı sayesinde plan üzerindeki bütün uzaklıklar ve alanlar ölçülebilmekte ve hesaplanabilmektedir. Kuzeye doğru yönlenmiş olan şebeke aşağıdan yukarıya doğru bir çizgi hâlinde güney-kuzey yönünde olup, sağdan sola doğru olanlar ise doğu-batı yönündedir.

Önemli yükseklik kotları: Kotlar cm cinsinden Haliç seviyesinden verilmiştir.

Eş yükselti eğrileri: Haliç su seviyesinin 2’şer m üzerinden verilmiş olan yükseltiler, mahalleye göre yazılmıştır. 10, 20, 30, 40 m’lik eğriler diğerlerine göre daha büyük gösterilmiştir.

12

12-1

12-1

12-2

12-2

12-3

12-3

12-4

12-4

Kesin işaretlerin eşitleştirilmesi: (Yükseklikler mm cinsinden, Haliç seviyesinden verilmiştir.) İşaretler (röperler) yatay olarak yerleştirilmiş olup sivil ve anıt eserlerin duvarlarına ya da kaldırımların döşeme taşına ve geniş merdivenlere işlenmiştir.

12-5

12-5

12-6

12-6

12-6

12-7

12-7

1/1.000 ölçekli haritalar şehrin genel planının numaralandırılmasını ve açılımını göstermektedir.

1/500 ölçekli haritalar şehrin genel planının numaralandırılmasını ve açılımını göstermektedir.

1925 yılında Harita ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıyla İstanbul’un kadastral haritaları yapılmaya başlanıldığında “Alman Mavileri” altlık olarak kullanılmıştır.

İstanbul ve Bilad-ı Selase (suriçi ve Eyüp, Galata, Üsküdar) ile Beşiktaş, Haliç ve çevresini detaylı bir şekilde gösteren bu haritaların lejandı mevcuttur. Alman Mavileri’nin Osmanlıca harfleriyle yazılmış paftaları da daha sonraki yıllarda yapılmaya başlanmış, bu durum 1926 yılına kadar devam etmiştir (Harita 11).

Necib Bey Haritaları

Toplam 15 paftadan oluşmaktadır. Şehremaneti yani bugünkü adıyla İstanbul Belediyesi tarafından istikşaf tarzında tanzim ve tertip olunarak Viyana’da Hölzel Matbaası’nda 1918 yılında basılmıştır.

Haritaları Şehremaneti Harita Şubesi Müdürü Mühendis Necib Bey hazırlamıştır. Necib Bey Haritaları, Eminönü-Fatih, Beyoğlu, Üsküdar-Kadıköy ana paftalarının yanında sayfiye yerleri, Adalar ve İstanbul’un tamamını gösteren genel haritalardan oluşmaktadır. Bir şehir rehberi olarak hazırlanan haritalar bölgesel olarak ayrılmış ve her bölgenin sokak isimleri kaydedilmiştir.

Necib Bey tarafından hazırlanan paftalar incelediğinde şu hususlar göze çarpmaktadır: Bazı önemli kamu binaları (resmî daireler), okullar, camiler, kiliseler, tekkeler, mebani-i hususiye [sivil yapılar], çeşmeler, İslam ve Hristiyan mezarlıkları, koruluk, orman, bahçe, park ve sebze bahçeleri, göller, kuyular, dereler, arsalar, tarlalar, köprüler, eski kale duvarları, tramvay ve tren hatları, su güzergâhı ve şehir hudutları gösterilmektedir.

13-1

Alman mavilerinde aşağıda belirtilen yerler gösterilmiştir.

Birinci pafta: İstanbul ciheti (Eminönü-Fatih, Ayvansaray)

İkinci pafta: Beyoğlu ciheti

Üçüncü pafta: Anadolu ciheti (Kadıköy-Üsküdar)

Dördüncü pafta: 1. parçası; Ayastefanos, Makriköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, Rumelihisarı
2. parçası; Rumelihisarı, Makriköy, Arnavutköy, Kuruçeşme

Beşinci pafta: 1. parçası; Rumeli sayfiye kısmı; İstinye, Rumelikavağı, Sarıyer, Yeniköy
2. parçası; Büyükdere, Tarabya, Yeniköy

Altıncı pafta: 1. parçası; Anadolu sayfiye kısmı; Adalar, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy
2. parçası; Kınalıada, Burgazadası, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy

Yedinci pafta: 1. parçası; Anadolu sayfiye kısmı; Beykoz, Anadolukavağı, Paşabahçe 2. parçası; Kandilli, Kanlıca, Vaniköy, Anadoluhisarı, Çubuklu

Sekizinci pafta: Hey’et-i Umumiye (İstanbul ve Boğaziçi)(Harita 12).18

13-2

13-3

13-4

13-5

13-6

13-7

13-8

13-9

13-10

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye’nin Çizdiği İstanbul Haritaları

Bu haritalarda, belirlenen bölgeler pafta pafta yer almaktadır. İstanbul’un semtleri, çiftlikleri, yeşil alanları, dereleri, mandıraları, askerî bölgeleri, su havzaları gibi ayrıntıları görmek mümkündür. Lejantlı ve 1:25.000 ölçekli olan haritalar 13 paftadan ibarettir (Harita 14).

XVIII ve XIX. yüzyıl İstanbul’unda sayıları on binleri bulan kadastral haritalar, imar-ifraz haritaları ve istikamet haritaları üretilmiştir. Bu haritalar üzerinde inceleme yapıldığında bu haritaların İstanbul’un tarihsel topoğrafyasının gelişimi yanında, sosyal ve kültürel tarih yazımının kaynakları arasında önemli bir yere sahip olduğu görülecektir (Harita 13).


DİPNOTLAR

1 Bilgi için bkz. Fikret Sarıcaoğlu, “Harita”, DİA, XVI, 210-216.

2 Bu konuda geniş bilgi ve Pîrî Reis’in İstanbul çizimleri için bkz. Cevat Ülkekul, Pîrî Reis ve Türk Kartograflarının Çizgileriyle XVI., XVII. Ve XVIII. Yüzyılllarda İstanbul, İstanbul 2013.

3 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet, nr. O.30.

4 Bu haritanın baskısı Müteferrika Matbaası tarafından basılan Cihannümâ’da da yer almaktadır (bkz. Fikret Sarıcaoğlu, Coşkun Yılmaz, Müteferrika, Basmacı İbrahim Efendi ve Müteferrika Matbaası: Basmacı İbrihami Efendi and the Müteferrika Press, çev. Jean Loise Kandur, İstanbul 2012, s. 317-318.

5 Cevat Ülkekul, Cumhuriyet Dönemi Türk Haritacılık Tarihi, İstanbul 1998.

6 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Harita Arşivi, nr. 41.

7 Pîrî Reis’ten Önce ve Sonra: Topkapı Sarayı’nda Haritalar, İstanbul 2013, s. 160-161

8 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Harita Arşivi, nr. 4.

9 Cevat Ülkekul, Cumhuriyet Dönemi Türk Haritacılık Tarihi, İstanbul 1998.

10 İÜ Ktp., Nadir Eserler, nr. 92579.

11 İÜ Ktp., Nadir Eserler, nr. 92677.

12 İÜ Ktp., Nadir Eserler, nr. 93579.

13 İÜ Ktp., Nadir Eserler, nr. 92677.

14 Kitabın topoğrafya bölümünde bu konuyla ilgili ayrı bir yazı yer almaktadır: İrfan Dağdelen, “İstanbul Yangın Haritaları”.

15 Edip Özkale, Mustafa Rıza Şener, Haritacı Mehmet Şevki Paşa ve Türk Haritacılık Tarihi (1919 Yılına Kadar), Ankara 1980.

16 İrfan Dağdelen (haz.), Charles Edouard Goad’ın İstanbul Sigorta Haritaları, İstanbul 2007.

17 Almanya’da çizilen ve “Alman Mavileri” adıyla anılan bu haritalara neden bu adın verildiği bilinmemekle birlikte havuz, dere, göl ve deniz gibi su ögelerinin bu haritalarda mavi renkle gösterilmesinden dolayı haritaların bu isimle anılması bir tahminden öteye gitmemektedir. İrfan Dağdelen (haz.), Alman Mavileri 1913-1914 I. Dünya Savaşı Öncesinde İstanbul Haritaları, I-III, İstanbul 2007.

18 İstanbul Rehberi, 1. ve 2. pafta.; Necip Bey, Harita, nr. 435, 436.


Bu makale Antik Çağ’dan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi adlı eser içerisinde 2015 yılında yayımlanmıştır.

Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.

ALT BAŞLIKLAR